29 Mart 2024, Cuma
spot_img

CAN KANTAR / YORUM: Gidiyorum, gitmiyorum, gittim (!)

Sigorta sektörü benim iş ortağım. Aynı zamanda ben gazeteciyim ve işimi yapıyorum. Peki işim ne? “Kamuoyunu doğru bilgilendirmek.” Bu kadar basit. Sektörden hiçbir kişi ve kurum ile bir husumetim olamaz. Sektörün gelişimi ve buna destek olmak için işimi yapıyorum. Hele hele sektörün düzenleyici kurumları ile hiçbir çekişmem olamaz. Fakat düzenleyici kurumlardaki kişilerle ilgili varsa gördüğüm sıkıntıları dile getirmem mesleğim gereği şart. Çünkü bu sektörde yaşanan kişisel husumetler, kavgalar nihayetinde benim de ekmek yediğim sektöre zarar veriyor. Bu tür çekişmeler ve kavgalar nedeniyle sektörün son 3 yılı patinaj yaparak geçti. Bu süreçte olumlu gelişmeler bazı kişilerin büyük özverileri ile gerçekleşmiştir. Bu çok NET. Üç yıl içerisinde iki Sigortacılık Genel Müdürü görevinden ayrıldı, iki sigorta şirketi battı, TSB’de aylar süren Genel Sekreterlik sıkıntısı yaşandı. Ne oldu? Olan sektöre oldu. Bu Hazine içi çekişmeler bence, en çok kendi mesai arkadaşlarına zarar verdi. Çok kişi özellikle Tahkim’deki dosyalar nedeniyle mağdur oldu. Ortada mağduriyet varsa Hazine personeli sorunu kendi içinde, yani bu çekişmelerde aramalı.

Temennimiz sektörün ileri gitmesidir!

Geçtiğimiz ay içerisinde Sigorta Denetleme Kurulu (SDK) Başkanı Sayın Arif Hikmet Cesur‘un görevden ayrıldığı ile ilgili bir kulis haberi paylaştık. Kendisine sektöre verdiği hizmetler nedeniyle teşekkür ettik. Haber içerisinde yeni başkan Mehmet Güler’e de başarı dileklerimizi aktardık. Aslında Sigorta Denetleme Kurulu başkanının kim olduğu bizi hiç ilgilendirmiyor. İşini doğru yapsın isterse ölene kadar başkan kalsın. 38 yıllık meslek hayatımda çok haber yaptım. Ama yalan haber asla. Kimsenin ekmeği ile de oynamam, temennilerimi haberleştirmem. Ben sadece haberimi yaparım. Yanlış yapmaya da hakkım var. Olursa da düzeltir, özür de dileriz, sıkıntı yok. Sigorta sektöründe 6-7 tane böyle ayrılık haberi yaptım. Bir tanesi, “Can bey beni görevden aldırmak istedin ama bak yıkılmadım ayaktayım” dedi bir toplantıda karşılaştığımda. Bir hafta sonra da görevden alındı. Bir tanesi ise açıklama gönderdi, dergide kullandım, dergi piyasaya çıktığı gün görevinden ayrıldı. Nedense sigorta sektöründe bir yerlere gelenler oralardan ayrılmayı kendilerine pek yakıştıramıyorlar. Bundan daha doğal ne olabilir? Vakti geldiğinde bayrağı bir başkasına teslim etmekten neden bu kadar gocunur insan. Sigorta sektörü bu konuda biraz sabıkalı. 

Yaşananlara anlam veren var mı? 

Sigorta Denetleme Kurulu Başkanı Sayın Arif Hikmet Cesur, mesai arkadaşlarına veda ederken, “Pazartesiden sonra yokum. Ay başından (Mayıs) itibaren tamamen ayrılacağım. Yeni Başkan Sayın Mete Güler’dir, kendisine her konuda destek olun” dediği bilgisi bize ulaştı. Birkaç yerden de teyit ettikten sonra haberi yayınladık. İki gün geçtikten sonra bizim haberleri düzeltmek isteyenlerin koşuşturup haber yayınlattığı birkaç site var. Onların birinde SDK Başkanı Cesur’un röportajı var. Cesur,  “Şu an görevdeyim ve yakın zamanda ayrılmam gibi bir durum söz konusu değil” deyip eklemiş: “Bu durumu, geçtiğimiz aylarda aynı sitede Müsteşarlığımızla ilgili yayımlanan gerçek dışı haberlerin bir devamı ve site sahibi ile ona destek verenlerin bir temennisi olarak değerlendiriyorum

Sırası gelen yerini gençlere bırakmalı 

İşin ilginç yanı Sayın Başkan düzeltme metnini neden haberin yayınlandığı siteye değil de bir başka internet sitesine gönderir? Bize gönderse biz de yayınlardık. Ayrıca bu açıklama Hazine Müsteşarlığı Basın Müşavirliği’nin bilgisi dahilinde miydi? Anlayamadığım diğer bir konu ise, Sayın Cesur sizler bürokratsınız. Sizi oraya atayan kişi, bir karar ile sizi oradan da alabilir. Bu çok normal. “Şu an görevdeyim ve yakın zamanda ayrılmam gibi bir durum söz konusu değil” Bu ne demek? Sizin adınıza karar alabilecek birileri varken nasıl bu kadar emin konuşabiliyorsunuz? Asıl temenni açıklaması, özür dilerim ama sizin ki olmuş. Şimdi ne oldu? Kurumunuzun saygınlığı, sizin bu kadar sektöre, devlete emeğiniz, itibarınız ne oldu şimdi? Neyse çok yazılacak şey var. Benim ve destekçilerimin temenni haberi olmadığı ortaya çıktı. Nefret ederim, “ben dememiş miydim” sözünden. Bu durumda sevinmem söz konusu değil. Gerçek söylüyorum, çok üzgünüm. Sigorta sektörünün en önemli kurumunun düşürüldüğü durumu görünce. Neyse çok uzatmayayım. Kendisine sektöre verdiği hizmetler için tekrar teşekkür ederiz. Bundan sonrası için Sayın Arif Hikmet Cesur’a “Yolunuz açık olsun” demekten başka elimizden bir şey gelmez.

Sektör için hep beraber kolları sıvamamız gerekiyor 

Şimdi artık işimize bakma zamanı. Geçmişi bir kenara bırakıp beyaz sayfa açmamız gerekiyor. Genç bir SDK Başkanımız, cıva gibi SGM Müdürümüz ve müthiş deneyimli bir Hazine personelimiz var. Artık sektör ile ahenk içerisinde nasıl yol kat ederiz bunun için kollarımızı sıvamamız gerekiyor. Ve bunun bilgisini Ankara’ya giden sektör temsilcilerinden alıyorum. SDK tekrar işine konsantre olmuş vaziyette. Diğer taraftan Sigortacılık Genel Müdürlüğü’nde Murat Kayacı’nın da sektörün geleceği için stratejik iş planı yaptığını duydum. Hazine Müsteşar Yardımcısı Ahmet Genç de geçtiğimiz günlerde değişik bir iş modeli üzerinde çalıştığını açıkladı. Belki seçimlerden sonra Hazine’de yapılacak değişiklikler ile sigortacılık bölümü bir üst kurul altında tekrar yapılandırılacak. Daha önce de yazdığım gibi Sigorta Denetleme ve Düzenleme Kurulu (SDDK) oluşturulabilir. Bunun için çalışmaların yapıldığını tahmin ediyorum. Belki de kurumu, BDDK ile ayrı bir özerk yapıya taşıması söz konusu olabilir. Zamanla hepsini göreceğiz. Özetle geleceğe umutla bakmamız için her türlü nedenimiz var artık.

Sigorta Denetleme Kurulu’nda sürpriz “Başkan” değişimi

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER