26 Nisan 2024, Cuma
spot_img

Profesyonel kadınların annelik serüveni

Sigorta sektöründe aktif görev alan kadın yöneticiler, çalışan annelerin iş hayatında söz sahibi olmalarının çocukları için yaptıkları en doğru seçim olduğunu dile getiriyor. Sigorta sektörünün anneleri, ‘çalışan anne’lerin de mutlu çocuklar yetiştirdiğine vurgu yapıyor.

SEVAL ÖZKAP | HAYATIMIZ SİGORTALI

Her yıl olduğu gibi bu yıl da mayıs ayının ikinci haftasının pazar günü, hayatımızın en kıymetlilerine özel bir günü kutlayacağız: Anneler Günü. Koşullar ne olursa olsun bize şefkatini esirgemeyen annelerimizi, tabii ki her gün aynı özenle kucaklamalıyız. Ama onlara özel bu günü de anıların en güzel köşelerinden birinde misafir etmek isteriz. İşte buradan yola çıkarak biz de sizleri sigorta sektörünün anneleri ile buluşturmak istedik. Sektöre emek veren annelere de güzel bir anı bırakmak istedik.

En yüksek kadın istihdamı sigorta sektöründe

Sigorta sektörü, ülkemizde en yüksek oranda kadın istihdamı sağlayan sektörlerin başında geliyor. Towers Watson’ın araştırmasına göre, emeklilik şirketleri dahil olmak üzere Türk sigorta sektöründe görev yapan kadınların oranı yüzde 55 seviyesinde bulunuyor. Sigorta sektöründe görev üstlenen kadınlar, çeşitli departmanlarda ve farklı pozisyonlarda kariyerlerini sürdürüyorlar. Sigorta sektöründeki tüm yöneticiler arasında kadınların oranı ise yüzde 37 olarak belirlenmiş bulunuyor. Türkiye Sigorta Birliği’nin verilerine göre sektör, 2016 yılında 19 bin 652 kişiye istihdam sağladı. Kadın çalışanların ağırlığını koruduğu sektörde geçen yıl çalışan kadın sayısı 7 bin 188 olarak belirlendi. Sektörde çalışan erkek sayısı ise 6 bin 367 oldu.

Sektörün anneleri ne düşünüyor?

Hayatımız Sigortalı dergisi olarak, hem kariyer hem de çocuk yapan bu profesyonel kadınlara ‘çalışan anne’ olmayı sorduk ve annelik serüvenlerine yolculuk yaptık. İşte sektörün anneleri ve çocukları…

“Çocuklarım çılgın ve eğlenceli bir anne olduğumu düşünüyor”

Anadolu Sigorta 1. Genel Müdür Yardımcısı Filiz Tiryakioğlu
Anadolu Sigorta 1. Genel Müdür Yardımcısı Filiz Tiryakioğlu

Yaprak isminde 21 yaşında bir kızım ve 15 yaşında Yiğit isminde bir oğlum var. Kızım üniversite, oğlum lise öğrencisi. Otoriter bir anne değilim ama evimizin belli kuralları var ve çarklar buna göre dönüyor. Evimizin kurallarına en başta kendim uyuyorum. Bu kurallardan en önemlisi yalan söylememek. “Odan toplu olacak” gibi takıntıları olan bir anne değilim. En nihayetinde odası, çocuğumun kendi alanı ve o alanı istediği zaman toplayabilir.

Çocuklarımla birlikte vakit geçirmekten çok hoşlanıyorum. Fırsat bulduğumuz her anı birlikte değerlendirmeye çalışıyoruz. Birlikte çok eğleniyoruz; çocuklarım benim çılgın ve eğlenceli bir anne olduğumu düşündüklerini söylüyor. Motor kullanan bir anneleri var, sanırım bu yüzden çılgın olduğumu düşünüyorlar. Çocuklarımla her zaman yakın olmaya çalışıyorum ama onların arkadaşları değil, anneleri olduğumu da hatırlatıyorum. Kızımla alışverişe ve sinemaya gideriz. Kızım yatılı okuduğundan oğlumla hafta içi hep beraberim.

Yazın 10 günlük tatillerimizde de hep beraberiz. Sonrasında ben işe dönüyorum. Ama çocuklarım ailemizin başka üyeleriyle tatillere devam edebiliyorlar.

Güneş Sigorta Sağlık Sigortaları Grup Müdürü Elvan Atalay:

“Doğumdan 40 gün sonra işe başladım eve kurye ile süt gönderdim”

untitled

Ekim 1995 doğumlu, üniversiteye giden yetişkin bir erkek çocuğu annesiyim. Sektöre ilk başladığım yıllarda, sağlık branşı yeni yeni oluşuyor ve gelişiyordu. Yeni evli olduğum bu yoğun dönemde, 6 yıl çocuk düşünemedim bile. Hazır olduğumu düşündüğüm bir dönemde çocuğum oldu. Anneme bir sokak ötede oturmayı tercih ederek en büyük şansımı yarattım. Diğer şansım ise çocuk yapmaya karar vermeden önce eskiden beri tanıdığım ve güvendiğim bakıcı bulmam oldu. Doğumdan 40 gün sonra işe başladım. Kurye ile eve süt gönderdiğim zamanlarım bile oldu… İki üç yaşlarına kadar böyle koşturmaca ile geçti.

Akşam dönüşlerinde eve doğru yürürken, camda beni beklediğini görürdüm. Hemen yanına oturup sohbete başlardık; önce ben iş yerinde neler yaptığımı onun anlayacağı dilde anlatırdım, sonra ona sorardım. Uyuyana kadar sadece onunla ilgilenirdim.

Küçüklüğünde de şimdi de birlikte film seyretmeyi çok severiz. Artık yurt dışında okuyor, bu kez onun bana ayıracak zamanı kısıtlı. O da ben de iş ve okul dışındaki zamanlarımızı, birbirimize göre ayarlıyoruz, benim akşam iş yemeğim varsa o arkadaşlarıyla buluşuyor. Birlikte alışveriş yapmaktan hala çok hoşlanıyoruz. Dertleşmeyi seviyorum. Büyüdüğünü görmek çok güzel. Birlikte kalabalıklarda yürürken koruyucu sarılışlarının tadını tarif edemem. Küçüklüğünde onu ihmal ettiğimi düşündüğüm için bir gün kendisine sordum ve şunu söyledi: “Gerçekten o yaşlarımı hatırlamıyorum. İhmal edildim gibi bir duygum da yok. Hep yanımda olduğunu hissettim ya da öyle hatırlıyorum.” Yarı anne yarı iş kadını olunmuyor. İş saatlerinde tam iş kadını evde tam anne olmak gerekiyor sanırım. Bu konuda kendinizi yetersiz hissetmeyin, kötü anne değilsiniz! Bunu büyüdüğünde çocuklarınız da size söyleyecek zaten. Çalışan anneler, önceliklerini bilen, zamanını ve takvimini yönetebilen kadınlardır. Tüm gün yanında olup, çocuğuna benim kadar zaman ayıramayan anneleri biliyorum. Belki güzel kurabiye pişiremiyorsunuz, ama birlikte dışarı çıktığınızda iyi kurabiyelerin nerede yenilebileceğini biliyorsunuz.

Axa Sigorta İnsan Kaynakları ve İç İletişim Bölüm Başkanı ve İcra Kurulu Üyesi Esra Güller:

“Keşfettiğim yerleri kızımın gözüyle görmenin tarifi bambaşka…”

untitled

Âlâ adında 14 yaşında bir kızım var. Kızımız anne ve babasının yoğun iş temposunun içine doğdu ve bu yaşına kadar da böyle büyüdü. O yüzden birlikte olduğumuz her dakikayı kaliteli ve keyif alarak geçirmeye ailecek hep özen gösterdik. İşlerimizin yoğunlaştığı dönemlerde de kızımıza ayırdığımız vakitleri eşimle paslaşarak yürütmeye veya aile büyüklerimizden de destek alarak geçirmeye çalışıyoruz. Aslında çekirdek aile olarak nasıl bir sistem kuracağınız da tamamıyla size bağlı! Biz iş yaşantılarımızla özel hayatımızın dengesini de beraber kurguladık sanırım. En büyük keyfimiz, ailecek gerçekleştirdiğimiz seyahatlerimiz. Eşimin yurt dışı görevinden ötürü aile buluşmalarımızı İstanbul ile sınırlamıyor, farklı kültürleri ve yerleri tanımaya ayırıyoruz bir süredir. Daha önce ziyaret etmiş olduğum yerleri kızımın gözü ile tekrar görmenin, daha önce hiç dikkatimi çekmemiş bir manzaraya onun gözünden bir kez daha bakabilmenin tarifi bambaşka… İstanbul’da kaldığımız hafta sonları da sanatın her türlüsü ile yakından ilgilenmeyi bir de arkadaşlarımızla birlikte ortak vakit geçirmeyi çok seviyoruz. Okuldan eve gelindiğinde sıcak bir kek kokusu ile anneniz tarafından karşılanmanın keyfinin hiçbir şeyle değişmeyeceğini bilen biri olsam da çalışan annelerin de çocuklarına verebildiği başka değerler olduğuna inanıyorum. Günlük yaşam içinde karşılaşılan her türlü sorunu bir başkasına çözmesi için devretmeden, kendi ayakları üzerinde daha erken durmayı öğrenen çocukların çalışan anneler tarafından yetiştirildiğine inanıyorum. Bir de her ne kadar da çalışan anneler olarak iş yoğunluklarımızı iyi ayarlayabildiğimizi düşünsek de zaman zaman evde bıraktığımız çocuğumuzla ilgili çeşitli nedenlerle vicdan azabı hissettiğimiz bir dönem mutlaka hepimizin olmuştur… İşte bu duyguyu kendi içinizde halledebileceğiniz daha doğrusu kendinizle barıştığınız ölçüde çocuğunuzla da ilişkinizin daha keyifli ve huzurlu aktığını deneyimleyen biri olarak çalışan anne adaylarına öncelikle kendileri ile anlaşmalarını iletmek isterim. Aile hayatına saygı duyan, sizi anlayan bir yönetici ile çalışıyorsanız hem çocuk hem de kariyer yapmanın keyfinin ayrıcalık ve şans olduğuna da inandığımı eklemek isterim.

AvivaSA Müşteri Deneyimi ve Pazarlama Bölüm Yöneticisi Saadet Nur Öktem:

Bir anne-kız her zaman keyif alacak bir aktivite bulur

untitled

Yedinci sınıfa giden, 13 yaşında bir kızım var. Çok geç saatlerde eve geldiğim ve seyahatlerimin olduğu zamanlar çok oluyor. Hafta içi eve geç gitsem de eğer uyumamış olursa, mutlaka o günün nasıl geçtiği konusunda sohbet ediyoruz. Özellikle hafta sonunu kızıma ayırmaya özen gösteriyorum. Yaşı dolayısıyla, onun bana zaman ayırmasını beklediğim anlar da oluyor. Çocukların her yaş döneminde farklı ihtiyaçları, farklı düşünce tarzları ve istekleri oluyor. Ben sigorta sektöründe görev almadan önce farklı sektörlerde, yine çok yoğun bir iş temposu ile çalışıyordum. Kızımın yaşı ilerledikçe birlikte yapmaktan keyif aldığımız şeyler de değişiyor tabii, ama bir annekız her zaman birlikte yapmaktan keyif alacağı bir konu bulur. Bu dönemde, beraber alışveriş yapmayı, yemek yemeyi, kahve içmeyi, sohbet etmeyi, farklı yerler keşfetmeyi seviyoruz. Bir yaşında Grizwald adında bir kedimiz var, onunla oynamayı, vakit geçirmeyi de seviyoruz. Biliyorsunuz bu kuşağın gençlerinin farklı bir dili, eğlence anlayışları var. Mesela dinledikleri müzikler farklı, her şeyi YouTube’dan takip ediyorlar. Ben de Zeynep sayesinde, bu trendleri takip edip, gündemden ve Zeynep’in hayatından uzak kalmamaya çalışıyorum. Çoğu zaman ne dediklerini pek anlamasam da… Çalışan annelere şu mesajları vermek isterim: Çocuklarınızla beraber vakit geçirirken sadece çocuklarınıza konsantre olun, elinizde cep telefonu, kucağınızda bilgisayar olmasın. Çocuğunuzu mutlu etmenin yolunun, onun istediklerini almak olarak görmeyin. Çocuklarla yapılan bir deneyde, aileleriyle akıllarında kalan en güzel anların, istedikleri bir oyuncağın aldığı zaman değil; beraber güzel vakit geçirdikleri anlar olduğu kanıtlanmış. Bu nedenle çocuklarınız için, sadece onlara konsantre olacağınız zamanlar yaratmanızı tavsiye ederim.

Gulf Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Sibel Sevinç:

Mutlu bir çocuk yetiştirmek için 7/24 evde olmanız gerekmiyor

untitled

16 yaşında bir kızım var. Gün içinde ne kadar yoğun olursam olayım akşamlarım evime ve kızıma aittir. Her ne olursa olsun mutlaka akşam yemeğinde bir arada olmaya özen gösteriyoruz, akşam yemekleri aynı masa etrafında toplandığımız önemli anlardır, sanırım ben de ailemden böyle gördüğüm için buna çok önem veriyorum. Tabii teknolojinin nimetlerinden de sonuna kadar faydalanıyoruz, gün içinde kızımın okul dönüşünde mutlaka görüntülü olarak onu ararım. Günü nasıl geçmiş her şey yolunda mı bilmek, onun mutlu olduğunu sesinden ve yüzünden okumak bana büyük enerji veriyor. Çok mutluyum ki kızım kitap okumayı çok seviyor, her zaman almak istediği bir kitap vardır ve en büyük keyfimiz birlikte uzun zaman geçirdiğimiz kitapçılar… Dünya olaylarını takip eden bir çocuk, siyasete ciddi bir merakı var, sağlam bir feminist ve hayvansever. İyi de bir sinema izleyicisi, bu konularda uzun sohbetlerimiz olur. İnsanın gözünün önünde büyüyüp genç bir kadına dönüşen çocuğu ile böyle sohbetler yapması inanılmaz bir duygu ve çok büyük bir gurur. Sonra ikimiz de seyahat etmeyi ve yemek yemeyi çok seviyoruz, yeni yerler keşfetmek yeni şeyler tatmaktan büyük keyif alıyoruz. Ve tabii ki alışveriş… Birbirimizi frenlediğimiz sürece bu da çok keyifli, ama eve taşıyamayacağımız kadar çok torba ile gelip ‘biz ne yaptık böyle’ diye kendimize kızdığımız da olmuyor değil… Çalıştığım için çocuğumu kendim büyütemiyorum diye üzülen, kendi yapamadığı her şeyi çocuğuna yaptırmaya çalışan çok anne tanıyorum (benimde bu konuda hatalarım olmadı değil). Hiçbir zaman “Çalışıyorum ve çocuğumun gelişiminde bir şeyler kaçırıyorum” hissinde olmadım.

Hep üretim hayatının içinde olmak istedim, kendi ayakları üstünde duran hayatı tek başına omuzlayan bir anneyim. Biliyorum ki güçlü bir şekilde ayakta kalabilme başarısı ve bu başarıdan duyulan mutluluk insanın çocuğuna da geçiyor. Onun karşılaştığı zorluklar ile başa çıktığını, istemediği durumlara hayır diyebildiğini, fikrini korkusuzca savunduğunu, hedefine ulaşmak için çabaladığını ve hepsinden önemlisi bunlardan dolayı mutlu olduğunu gördüğümde “Evet ya iyi bir şeyler yapmışım” diyorum. Mutlu bir çocuk yetiştirmek için 7/24 evde onunla olmanız gerekmiyor, çalışırken de çocuğunuzu mutlu bir birey olarak büyütebilirsiniz, bu mümkün.

Tur Assist Sigorta Satış Müdürü Yağmur Aksudoğan:

Ne kadar yoğun olursam olayım oğlumla planımızı asla ertelemem

untitled

Toprak adında, 10 yaşında bir oğlum var. Oğlum doğduğundan bu yana daha planlı ve sistemli yaşıyorum. Sektörün temposu bazen oldukça üst seviyelere ulaşabiliyor, ancak ne kadar yoğun veya yorgun olursam olayım, Toprak’la yapmayı planladığımız hiçbir aktiviteyi ertelemem. Birlikte yapmaktan hoşlandığımız her şeyi Toprak’ın planlamasını ve benimle paylaşmasını istiyorum. Karakterlerimizin benzerliği nedeniyle planlı olan aktivitelerimizin dışında, anlık belirlenen aktivitelerimiz de oldukça fazla olabiliyor. İlk başlarda değişiklik olsun diye başladığımız küçük İstanbul gezileri, zaman içinde belgesel izlerken çizilen rotalar eşliğinde günlük şehir keşiflerine dönüştü. Aldığımız kitaplarda bulunan ya da bizim oluşturduğumuz rotaları takip ederek,

Toprak’ın beşinci yaşından bu yana toplu ulaşım araçları ile yaşadığımız şehri keşfediyoruz. Birlikte seyahat etmekten de son derece keyif alıyoruz. Bunun yanı sıra birbirimizin yaptığı sporlara ilgi gösteriyoruz. O benim kürek antrenmanlarımı ve yarışlarımı keyif alarak takip etti. Ben de o başlayıncaya kadar çok da ilgi duymadığım basketbol ve masa tenisini tüm kuralları ile öğrenip takip ediyorum.

Satranç oynamak, değişik yemekler pişirmeyi denemek, puzzle ve Lego yapmak gibi birçok ortak keyfimiz mevcut. Aslında her çocuk birbirinden özeldir ve çocukları da en iyi anneleri tanır. O yüzden her annenin bildiği bir şeyi tekrarlamak istiyorum: Çocuklarımızla geçirdiğimiz her verimli ve kaliteli dakika, onun kişilik gelişimi için kullandığımız yapı taşlarıdır.

BNP Paribas Cardif Türkiye, İK ve Organizasyondan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ebru Taşçı Firuzbay:

Çocuklarımız için yaptığımız en doğru seçim iş hayatında söz sahibi olmak

untitled

10 yaşında bir oğlum var. Gelişen ve dinamik bir sektörde olduğumuz için belirttiğiniz gibi yoğun ajandalar yönetmek durumundayız. Bu yoğunlukta artık klasikleşen iş ve yaşam dengesi ifadelerinin ötesine geçilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bunun yanıtı, aslında yoğun da olsa iş hayatınızda enerjinizi yüksek tutarak keyifle çalışmak ve sevdiklerinizle ne kadar vakit geçirdiğinizin ötesinde nasıl daha etkin ve kaliteli vakit geçireceğinize odaklanmak. Ve elbette eşlerin gerek ev gerekse çocukla ilgili sorumlulukları paylaşmalarının da çok önemli olduğuna inanıyorum. İş hayatında başarının devamlılığındaki en değerli katkının yine sizden desteğini esirgemeyen aileniz, eşiniz ve enerjinize enerji katan çocuklarınız olduğu görüşündeyim. Elbette öncelikle onun zevklerine hitap eden, bununla birlikte onu da geliştireceğine, hayata bakışını derinleşmesine katkısı olacağını düşündüğüm aktiviteler yapmaya özen gösteriyoruz. Spor aktivitelerinin yanı sıra oğlum da ben de gerçek bir animasyon tutkunuyuz diyebilirim. Seyahat etmenin, yeni yerler ve kültürler keşfetmenin çocukların gelişimi açısından çok önemli olduğuna inanıyorum. Bu sebeple yıllık izin planlarımızda mutlaka yurt içi/yurt dışı seyahat rotalarını birlikte planlar, bu seyahatlere gitmeden önce birlikte o yere dair araştırmalar yapmaktan keyif alırız. Yoğun çalışma temposunda kimi zaman biz annelerin çocuklarımıza yeterli zamanı ayırmadığımıza dair endişe ve vicdan azabı çektiğimizi söylemek yanlış olmayacaktır. Tüm hemcinslerime söylemek isterim ki çocuklarımız adına yaptığımız en doğru seçimlerden birisi iş hayatında söz sahibi olmak. Çünkü iş hayatı kendinizi yenileyebileceğiniz ve geliştirebildiğiniz, kültürel ve teknoloji anlamında yenilikleri takip edebildiğiniz, sizden sonraki jenarasyonlarla da aynı ortamı paylaşıp onların tercihlerini ve ihtiyaçlarını daha yakından gözlemleyebildiğiniz bir ortam. Kendi adıma, gerek kendi ekibimden gerekse farklı ekiplerden her gün yeni bir şeyler öğrenebildiğim bir ortama sahibim ve bu beni çok mutlu ediyor.

Ocp Olimpia Oto Camları Kurumsal İletişim Müdürü Eda Polat:

İçten söylenen bir ‘anneciğim’ her şeyi unutturuyor

untitled

8 yaşında Ada İzem adında, dünya tatlısı bir kız çocuğu sahibiyim. Kızım, doğa ve hayvan aşığı bir çocuk. Mümkün olduğunca kalabalıktan uzak yerlerde ‘yeni keşifler’ adını verdiğimiz doğa yürüyüşleri yaparak zaman geçirmeye çalışıyoruz.

İş ve okuldan arta kalan zamanımızın her anından keyif alıyoruz. Yürüyüş yapmak, kitap okumak ve film seyretmek bunlardan sadece birkaçı.

Hayatın her alanında çalışan annelerin bitmek bilmeyen mesaileri olsa da tüm yorgunluklarımız, hepimizin bildiği gibi sıcacık bir gülümseme, kucak dolusu bir sarılma ve içten gelen bir ‘anneciğim’ sözcüğüyle o anda bitiyor.

İyi ki varlar, iyi ki varız…

Ayrıca yüreğinde anne şefkati taşıyan her kadının Anneler Günü’nü kutlarım.

Tur Assist Satış & Pazarlama & Kurumsal Müşteri Yönetimi Direktörü Nilüfer Sayarer Ertit:

Evimizde teknoloji kısıtlı, akşamları tamamen bize ait

untitled

Ilgaz isminde 9 yaşında bir erkek çocuğum var. Evimizde bilgisayar, tablet ve televizyon kullanımları çok sınırlı olduğu için aslında akşamları tamamıyla bize ait. Özellikle akşam yemekleri bizim için sohbet vakti anlamına da geliyor.

Hafta sonlarımızı da ailecek hep beraber planladığımızdan vakit ayırmak ile ilgili bir sorunumuz yok. Ben en çok doğada bir arada bulunmaktan, doğanın bir parçası olduğumuzu beraber hissetmekten, oğlumla birlikte sabahları sessizce gökyüzünü izlemekten ve müzik dinleyip dans etmekten keyif alıyorum.

Evimizde küçük bir müzik stüdyosu var. Eşim, oğlumla birlikte stüdyoda şarkı besteliyor, kayıt yapıyorlar. Müziğin, çocukların sosyal davranışlarından kişilik gelişimine kadar birçok alanda pozitif katkıları olduğunu biliyoruz. Bununla birlikte müzik, Ilgaz’ın da keyif aldığı bir ilgi alanı olduğu için, biz de onun bu alanda her zaman yaratıcı işler çıkarmasına destek oluyoruz.

Çalışan annelere şu mesajı vermek isterim: Zaman geçiyor ve hiçbir an geri gelmiyor.

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER