19 Nisan 2024, Cuma
spot_img

Sektörde ürün sayısı yeterli ama ‘sigorta’ iyi pazarlanmıyor

Türk sigorta sektöründe ürün sayısının yeterli olduğunu belirten Aon Türkiye’nin iki eş CEO’su Selda Oknas ve Ferhan Özay, “Türkiye’de üründen ziyade bir pazarlama sorunu var. Ürünler konusunda sektör olarak tüketici bilincini artırmaya yönelik çalışmamız gerekli” diyor.

ALP SÜER | HAYATIMIZ SİGORTALI

01-ON-KAPAK.QXD:Layout 1

Türk sigorta sektörü ve Türk insanının sigortayla ilgisi hakkında bazı bildik klişe tabirler vardır: İlk aklıma gelenleri hemen sıralarsam; “Türkiye de sigorta penetrasyon oranı ve sigorta bilinci düşük”, “Türk sigorta sektöründe ürün sayısı yetersiz”, “Sektörde trafik sigortaları belirleyici.” Basında (hatta sektörel basında da) sıkça yer alan bu tabirleri daha da uzatmak mümkün. Kuşkusuz, bunların bir kısmının doğruluğu konusunda herkes hemfikir. Gerçekten de rakamlar, sektörün trafik sigortası ağırlıklı bir yapıya sahip olduğunu ve gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldığında sigorta penetrasyon oranının düşüklüğünü ortaya koyuyor. “Ancak, sektörde ürün sayısı yetersiz mi?”, “Tüketicilerin başka hangi sigorta ürünleri ile tanışmaları gerekiyor?” Bu soruları, sektörde kuşkusuz en iyi yanıtlayacak olanlar da sektörü sık sık yeni ürünlerle tanıştıran ‘broker’lar. Biz de not defterimizdeki bu soruların yanıtlarını alabilmek için sektörün en büyük sigorta ve reasürans brokerlerinden Aon Türkiye’nin yolunu tuttuk. Aon Türkiye’nin iki eş CEO’su Selda Oknas ve Ferhan Özay’la Aon Türkiye’nin Ümraniye- Akkom Ofis’te bulunan Genel Müdürlük binasında mart ayı kapak röportajımızı gerçekleştirdik.

Röportajın ayrıntılarına geçmeden şunu söylemeliyim ki; gerek Oknas, gerekse Özay, sektörde ürün sayısının yeterli olduğunu savunuyor. Ancak, şunu da vurgulamadan geçmiyorlar: “Türkiye’de üründen ziyade bir pazarlama sorunu var. Ürünleri sektör olarak iyi pazarlamıyoruz. Buradaki bilinci artırmaya sektör olarak çalışmamız gerekli.” Bireylerin, sigorta ürünlerini genelde ne olduğunu anlamadan aldıklarını belirten Özay, “Bireyler sigortaya ‘para ödüyoruz, bunun karşılığında bir şey alamıyoruz’ diye bakıyor. Ancak, sektör her yıl milyarlarca lira hasar ödüyor. Bu ödenen hasarlar ekonomiye geri dönüyor” diyor.

İki akıl her zaman bir akıldan daha üstün

32-33-34-35-KAPAKHABERI.QXD:Layout 1

Aon Türkiye’nin Türk sigorta sektöründe ilginç bir yönü var. Şirket, 2015 yılı mayıs ayından bu yana yani, iki yılı aşkın bir süredir iki başkanla yönetiliyor. Ferhan Özay ve Selda Oknas, Aon Türkiye’nin iki eş CEO’su. Bu durum, bırakınız Türkiye’yi dünyada bile eşine az rastlanır bir durum. Ancak, aklıma bir taraftan da “Bir şirketi iki kişi yönetmek nasıl bir şey? Bu iki kişi arasında ego savaşları yaşanıyor mu?” soruları geldi. Sorularımı yanıtlayan Selda Hanım’ın şu sözlerini özellikle bir kenara not aldım: “İki akıl, her zaman bir akıldan daha üstün!” Aon Türkiye’yi iki eş başkanla yönetilmesinin üst yönetimin takdiri olduğunu vurgulayan Oknas, “Birlikte çalışmaktan çok memnunuz. Ferhan Bey’le şirketi yönetmemiz, daha kolay karar almamıza yardım ediyor. Şirket, iki yıllık süreçte büyük bir gelişim kaydetti. Pazar payımız ve çalışanların şirkete bağlılıkları arttı” diyor. Oknas, eş başkanlığın bir de pratik bir yönü olduğunu vurgulamadan da geçmiyor: “Birbirimizi izin dönemlerinde idare ediyoruz.”

Belirsizliklerdeki artış sigortacıları endişelendiriyor

Oknas ve Özay’la Türk sigorta sektörü dışında biraz da küresel sigorta sektörü hakkında sohbet ettik. “2017 yılı başında küresel sigorta sektörünün önündeki en büyük risk nedir?” sorumu Oknas, ‘doğal afetler’ olarak yanıtlıyor. 2016 yılı öncesindeki 4-5 yıllık dönemde azalma trendine giren doğal afetlerin geçen yıl yeniden arttığını hatırlatan Oknas, “Aon’un son Küresel İklim ve Felaket Raporu’nda da vurgulandığı gibi sigorta sektörüne en büyük zararı, deprem, kasırga, fırtına ve seller gibi doğal afetler veriyor. Geçen yıl sigortacılar büyük hasarlar ödedi” diyor. Oknas, doğal afet gibi katastrofik riskler dışında ‘terör’ün de sektörün karşıya karşıya olduğu en büyük riskler arasında yer aldığını kaydediyor. Özay, doğal afetlerdeki artışa ve büyük hasarlar ödenmesine karşın, sigorta sektörünün bundan çok da etkilenmediğini ileri sürüyor. “Doğal afetler çok korkutsa da dünyada öyle bir reasürans kapasitesi var ki, ‘İki Katrina daha olsa sektör etkilenmez!’ düşüncesi hakim. Yumuşak, yani çok fazla arzın olduğu piyasa söz konusu. Bu nedenle fiyatlar artmıyor” diyor Özay. Ancak, bununla birlikte Özay’a göre sigortacıları asıl endişelendiren; küresel ölçekte ‘belirsizliklerin’ ve parametre sayısının artması. Dünyada belirsizliklerin iyice arttığı bir döneme girildiğine dikkat çeken Özay, şunları söylüyor: “Brexit’in arkasından Fransa’nın da AB’den ayrılmasının gündeme gelmesi, ABD’de Trump’ın başkanlığı ile ilgili tartışmalar, dolar ve euro gibi para birimlerindeki hareketlilik, politik anlamdaki sorunlar, savaşlar… Bu listeyi daha da uzatmak mümkün. Eskiden daha az sayıda değişken vardı. Ona göre belli senaryo analizleri yapılırdı. Ancak, şimdi sektörün önündeki değişken sayısı arttı. Tüm bunların nasıl sonuçlanacağını şimdiden kestirmek çok zor. Bu da sigortacıları çok endişelendiriyor.”

Siber riskler korkutuyor

32-33-34-35-KAPAKHABERI.QXD:Layout 1Gerek Özay gerekse Oknas, sigorta şirketlerinin müşterilerini en çok korkutan risklerin başında ise ‘siber risklerin’ geldiği konusunda hemfikir. Gerçekten de son yayımlanan bir rapora göre, Avrupa’daki siber saldırıların yüzde 77’sinin hedefinin Türkiye olduğuna dikkat çekildi. Siber risklerle ilgili olarak düşüncelerini öğrendiğim Oknas, söz konusu risklerin ülkemizde özellikle, banka ve finans kurumlarını, teknoloji-IT firmalarını, imalat sanayi ve enerji sektöründeki firmaları, hastane-sağlık kuruluşlarını ve kamu kuruluşlarını tehdit ettiğini söylüyor. Oknas’ın siber saldırılarla ilgili verdiği bir örnek de oldukça çarpıcı: “İmalat sanayinde faaliyet gösteren bir işletmede soğutma tesislerinin, belirli bir klima ortamında belli bir derecede bulunması gerekiyordu. Bu işletmenin merkezi yönetim yerine hacker’lar bir saldırı düzenledi. Bunun sonucunda firmanın tüm klimaları ve ürünleri zarar gördü.” İşletmelerin siber saldırılar sonucu, bu şekilde fiziksel zararlara da uğrayabildiklerini belirten Oknas, “Bunun dışında siber saldırılar sonucunda, bilgi-data kaybı nedeniyle 3. şahıslara karşı sorumluluklar da doğabilir ya da firma itibarını ve markasını etkileyebilecek durumlar oluşabiliyor” diyor. Risk altındaki sektörlerdeki işletmelerde bu konudaki sigorta bilincinin de arttığını belirten Oknas, ‘siber riskler sigortası’ ile işletmelerin siber risklere karşı kendilerini güvence altına alabileceklerini dile getiriyor.

Siber riskler sigortası dışında, firmaların risklerini iyi yönetmelerinin de önemine dikkat çeken Oknas, Aon’un da işletmelere yönelik ‘Siber Risk Danışmanlığı’ hizmeti verdiğini söylüyor. Aon Türkiye’de kurumsal müşterilerle ilişkilerden sorumlu Oknas’ın verdiği bilgilere göre Aon, siber risklerin azaltılması yönünde firmalara önceden birtakım önlemler almaları konusunda yardımcı oluyor. Ayrıca, risk gerçekleştiğinde kriz yönetimi, yani firmanın eski haline dönebilmesi için gerekli çalışmalar yapılması, iletişimin ve ‘iş sürekliliğinin’ sağlanması konusunda firmalara gerekli desteği veriyor. Kriz yönetimi danışmanlığında Aon’un öncü şirketlerden biri olduğunu belirten Oknas,yeni ürünler ve sektörler konusunda da çalışmalarını sürdürdüklerini söylüyor.

Doğal afetler için reasürans fiyatları % 5-15 düştü

32-33-34-35-KAPAKHABERI.QXD:Layout 1Özay, biraz da sorumluluk alanı olan reasürans piyasası hakkında sorularımı yanıtladı. 2017 yılı başında olmamız itibarıyla kendisine ‘Yıl başında Türk sigorta sektörü için reasürans yenilemeleri nasıl geçti? Fiyatlar yükseldi mi?” sorularını sordum. Doğal afetler gibi katastrofik riskler için dünyada yeterli sermaye birikiminin olduğuna dikkat çeken Özay, bu nedenle doğal afetler için yılbaşındaki reasürans yenilemelerinde fiyatların yüzde 5-15 oranında düştüğüne dikkat çekiyor. Buna karşın, Türkiye’deki terör olayları ile ilgili olarak reasürans şirketlerinin endişeli olduğuna dikkat çeken Özay, “Özellikle, Güneydoğu’da yaşananların, terör mü yoksa iç savaş mı olduğu konusunda bazı kavram karışıklığı ve terör tanımı ile sıkıntılar yaşandı. Sonuçta içeriklerde bir değişiklik olmadı; anlaşmalar yapıldı. Ancak, terör teminatı için depremde olduğu gibi reasürans fiyatlarında bir düşüş yaşanmadı” diyor. Özay, Türkiye dışında geçen yıl şiddetli sel, fırtına gibi doğal afetlerin yaşandığı ülkelerde ise reasürans fiyatlarında yükseliş yaşandığına dikkat çekiyor.

Sektör şiddetli bir depremin altından kalkacak güçte!

Özay, Türkiye özelinde sigorta sektörünün önündeki en büyük riskin yıkıcı bir ‘deprem’ olduğunu söylüyor. Son olarak Kandilli Rasathanesi’nin İstanbul’da 7’nin üzerinde bir şiddette deprem olabileceği uyarısında bulunduğuna dikkat çeken Özay, “Sektör, var olan kaynakları ve reasürans anlaşmaları ile İstanbul’daki olası bir depremin vereceği hasarın üstesinden gelebilecek güçte” diyor. Özay, deprem dışında, özellikle Güneydoğu’da yaşanan terör olaylarının da sektörün önünde büyük bir risk oluşturduğuna dikkat çekiyor. Türk sigorta sektörü ile ilgili olarak da görüşlerini aldığımız Özay, geçen yıl trafik sigortası fiyatlarındaki artışın etkisiyle hızlı büyüyen sektörde bu yıl büyüme hızının düşeceğini söylüyor. Özay, çok sayıda değişken olması nedeniyle 2017 yılı sonu ile ilgili rakamsal bir tahmin yapmamakla birlikte, sektörün ekonomiye paralel bir gelişim gösterdiğini belirterek, hayat dışı sektörün enflasyonun bir miktar üzerinde reel olarak büyümesini beklediğini kaydediyor.

Risk ustası ünlüler deneyimlerini paylaşıyor

aon turkiye kapak 5

Aon, iş dünyasındaki bireylerin ‘risk yönetimi’ ile ilgili değerli tecrübelerini kamuoyuyla paylaşmak ve taçlandırmak için “Risk Ustaları” adında bir platform oluşturdu. Söz konusu platform kapsamında iş ve sanat dünyasından risklerini en iyi şekilde yönetmiş bireyler, ‘Risk’li Sohbetler’ adı verilen etkinliğe katılarak görüş ve deneyimlerini katılımcılarla paylaşıyor. Ekim 2015’te Manchester United Vakıf Başkanı John Shiels ve Manchester’lı efsane futbolcu Quinton Fortune’un katılımıyla başlayan etkinlik bugüne kadar beş defa gerçekleştirildi. Etkinliğin altıncısının mart sonu, nisan başı gibi yapılması hedefleniyor. Şirket, ayrıca Risk’li Sohbetler kapsamında ve farklı etkinlikler aracılığıyla üniversiteler ile iş birlikleri de gerçekleştirmeyi hedefliyor.

Oknas, 28 yıldır sigorta sektöründe çalışıyor

aon turkiye kapak 02İstanbul Üniversitesi İşletme Bölümü’nü bitiren Selda Oknas, meslek hayatına 1989 yılında Şark Sigorta’da nakliyat sigortacısı olarak başladı. 1993 yılının Şubat ayına kadar Şark Sigorta’da çalışan Oknas, aynı yılın Haziran ayında katıldığı AIG Sigorta’da altı ay süreyle pazarlama departmanında müşteri yöneticisi olarak görev yaptı. AIG Sigorta’nın ardından 1993’ün Aralık ayında Marsh’a katılan Oknas, bu şirkette 2002 yılına kadar İş Geliştirme Müdürü olarak çalıştı. 2002 yılı sonunda katıldığı Aon Türkiye’de Mayıs 2015’e kadar Özel Riskler Genel Müdür Yardımcılığı görevini yürüten Oknas, Mayıs 2015’ten bu yana da şirketin eş başkanlığı (CEO) görevini yürütüyor.

Özay, meslek hayatına İsviçre Sigorta’da başladı

1989 yılında Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümünden mezun olan Ferhan Özay, 1993 yılında Marmara Üniversitesi Çağdaş Yönetim Teknikleri Programı’nı tamamladı. Özay, iş hayatına 1991 yılında İsviçre Sigorta’da Genel Müdür Yardımcısı olarak başladı. 2004 yılının Haziran ayına kadar İsviçre Sigorta’da çalışan Özay, Temmuz 2004 yılında başladığı Garanti Sigorta’da iki yıl süreyle Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yaptı. 2006 yılında Aon Benfield’a katılan Özay, Aon Benfield’da Temmuz 2014’e kadar Genel Müdür Yardımcılığı görevini yürüttü. Temmuz 2014-Nisan 2015 arasında Aon Benfield’in CEO’su olarak görev yapan Özay, Nisan 2015’ten bu yana Aon Türkiye’nin CEO’luk görevini yürütüyor.

Aon, Brexit’den doğan riskleri yönetiyor

İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılma kararının (Brexit) ardından, İngiltere ile yoğun iş ilişkileri olan şirketler de yeni risklere maruz kaldı. Brexit ile yeknesak Avrupa pazarının sunduğu ürün, hizmet alımı, sermaye ve insan kaynağı serbestisinden faydalanan firmaların yeni şartlara nasıl uyum göstereceği de son zamanların başlıca gündem maddesini oluşturuyor. İşte, Aon’un Global Risk Consulting/AGRC (Aon Küresel Risk Danışmanlığı) ekibi de Aon Brexit Navigator’u geliştirdi. Aon müşterilerinin Brexit’ten doğan risklerini değerlendirmek üzere üç aşamalı bir metodoloji olan Aon Brexit Navigator sayesinde global operasyonları ve/veya diğer iş menfaatleri İngiltere’de olan Aon müşterilerine, hazırlık planlarında destek olmak hedefleniyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER