24 Nisan 2024, Çarşamba
spot_img

“Sigorta şirketleri hukuk büroları ile çalışmalı”

Arıtürk&Partners Hukuk Bürosu Kurucu Ortağı Zeki Arıtürk, sigorta şirketlerinin hukuksal işlerini bünyelerinde çalıştırdıkları avukatlarla yürüttüklerini belirterek, “Bir avukat kaç alanda uzman olabilir ki? Bu konuda şirketler profesyonel hizmet almalı ve işi uzmanına bırakmalı” dedi.

HAYATIMIZ SİGORTALI

Birçok alanda olduğu gibi sigorta sektöründe de şirketler ve müşterileri olan sigortalılar arasında hukuksal problemler oldukça sık yaşanıyor. Sigorta şirketleri bu tarz hukuksal olayları daha çok kendi bünyesinde kurdukları hukuk departmanları ile çözme yolunu tercih ediyor. Fakat bünyesinde her konuda uzman avukat çalıştırmak çok mümkün olmadığı için sigorta şirketleri açısından sonuçları çok verimli olmayabiliyor. Arıtürk&Partners Hukuk Bürosu Kurucu Ortağı Zeki Arıtürk, sigorta şirketlerinin hukuk departmanlarını ‘outsource’ etmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Türkiye’de ve dünyanın değişik ülkelerinde faaliyetleri olan Arıtürk&Partners Hukuk Bürosu’nda 90’ın üzerinde avukat görev yapıyor. “Sigorta şirketlerinin bünyesinde çalışan bir avukat kaç alanda uzman olabilir?” diyen Zeki Arıtürk, konuyla ilgili şunları söyledi: “Çoğu şirket in-house çalışmalar yapıyor. Bünyelerinde 8-10 avukat çalıştırıyor. Bir avukat kaç alanda uzman olabilir? Ben ceza avukatıysam ceza ile ilgili olan kısma bakarım. Ama ben kendi büroma ticaret hukukuyla ilgili bir dosya gelirse o alandaki arkadaşıma yönlendiririm. Bizim büroda 5 profesyonel hocamız var ama yine de yetmiyor. Arkadaşlarımız onlara anlatıyor. Hocalar bize anlatıyor. Sigorta şirketleri hukuksal departmanlarını Outsource etmeliler. Yani içerdeki avukat sadece hukuk müşavirliği yapmalı ama maalesef günümüzde tam tersi yapılıyor.”

Hukuksal olaylarda arabuluculara gidin

Arıtürk&Partners Hukuk Bürosu, son dönemde sıkça kullanılan arabuluculuk konusunda da müşterilerine hizmet veriyor. Sigorta şirketleri ve müşterileri olan sigortalılar arasında yaşanan hukuksal problemlerin çözümünün mahkemelerde 1 yıldan 3 yıla kadar olan sürede sonuçlandığına dikkat çeken Arıtürk, “Bu tür davalarda hem şirketlere hem de sigortalılara zaman ve maddiyat anlamında katkı sağlayan başka çözümler de var. Bunların başında da arabuluculuk sistemi geliyor. Her iki tarafın mahkemelere gitmeden uzlaşmalarını sağlayan arabuluculuk sistemi özellikle iş ve ticari hukuk davalarında oldukça etkin bir sistem. Sigortalılar ile sigorta şirketleri arasında yaşanan itilafların ‘arabuluculuk’ ile çözülmesi her iki tarafın yararına olacaktır. Bu konuda avukatlara büyük görev düşüyor” diye konuştu.

Olaylar kısa sürede çözülüyor

Mahkemelerin iş yükünün çok fazla olduğunu belirten Arıtürk, arabulucu ve uzlaştırmanın ne işe yaradığını şöyle anlattı: “Arabuluculuk sistemi tüm ticari faaliyetlerle ilgili olan kısımlarda şirketlerle bireyler arasındaki ilişkileri mahkemeye taşımadan kendi aralarında sulhla çözerek bir karar haline getiriyor. Siz bunu yargıya taşıyamıyorsunuz. Sebebi de şu: Buradaki hüküm kesin hüküm niteliğinde. Harçlardan muafiyet var. Zamandan tasarruf var. İnsanlar arasında kin ve nefret fazla olmadan olaylar daha çabuk çözülüyor.” Arıtürk&Partners Hukuk Bürosu’nda bugün 10’un üzerinde avukatın sadece bu konu üzerinde çalıştığını belirten Arıtürk, şunları söyledi: “Bu sayede taraflar arasında mahkeme atamaksızın karşılıklı olayı çözebiliyorsunuz. Bunun yanında mecburi arabuluculuk var ki artık ticari ve iş hukuku davalarında önce arabulucuya sonra mahkemeye gidiyorsunuz. Bu sayede davalar daha hızlı çözülüyor. Hem de uzlaşı ile mahkeme ve toplum rahatlıyor. Örneğin 3 yıllık bir davanın sonunda alacaklı bir kişinin dava sonrasında alacağı 10 lira şimdi alacağı 5-6 liradan daha iyi değil. Özellikle sigortalılar bunu bilsinler. Bazı avukat arkadaşlarımız müvekkilinden çıkar sağlama adına birtakım işler yapıyor. Olayı mahkemeye yönlendiriyor. Oysa uzlaştırsalar hem şirketler rahat edecek, hem bireyler rahat edecek. Hem de avukatlar iş yükünden kurtulmuş olacak. Bence şirket avukatları, bireyler arası uyumu sağlamalı. Önce dava değil, arabulucuya gidilerek işin çözülmesi, şirketlerdeki avukatlara da iş düşüyor. Sigorta şirketleri de böylece daha rahatlarlar.” Hukuk dinamik hale geldi Hukuk sisteminde sürekli bir değişimin yaşandığını belirten Arıtürk, özellikle KHK ile çok dinamik bir hukuk sisteminin oluştuğuna dikkat çekti. Bu konuda en büyük sıkıntıyı avukatların çektiğini kaydeden Arıtürk, “Bir kanunla ilgili bilgiyi gece okursam gündüz arkadaşlara tekrar soruyorum. Resmi Gazete’de çıkan bir şey var mı? Hukuk sistemimiz çok dinamik bir hale geldi” dedi.

Yurtdışında da faaliyet gösteriyor

Türkiye’de ve dünyanın değişik ülkelerinde faaliyetleri olan Arıtürk&Partners Hukuk Bürosu ve Ekol Hukuk da 90’ın üzerinde avukat görev yapıyor. Ekol Hukuk sadece Telekom, Turksat ve BEDAŞ gibi kurumların danışmanlık davalarını ve alacak takiplerini yönetiyor. Bunu yaparken 150 kişilik call center ve 60 kişilik icra ekibi ile bu işleri yürütüyor. Arıtürk&Partner ise İstanbul merkezli olup Bursa, Adana, Konya, İzmir, Samsun, Diyarbakır ve Urfa’daki ofisleri ile Türkiye’nin dört bir yanında faaliyet gösteriyor. Firmanın yurtdışında ise Yunanistan, Rusya, Avustralya ve Çin’de büroları var. Her avukatın kendi uzmanlık alanı ile ilgilendiğini kaydeden Arıtürk, büroda 20’nin üzerinde uzlaştırmacı, 10’un üzerinde de arabulucu uzman avukatların bu konudaki davalara baktığını söyledi.

Verilerin korunması kanunu sigortayı da etkiliyor

Kişisel verilerin korunması ile ilgili kanunun sigorta sektörünü de yakından ilgilendirdiğini kaydeden Arıtürk, bu konuda hizmet veren 10 kişilik bir ekipleri olduğunu söyledi. Bu konunun hem hukuk hem de bilişim ayağı olduğunu belirten Arıtürk, konuyla ilgili şunları söyledi: “Kişisel verilerin korunması kanunu sadece sigortacılar için değil bu verileri elinde bulunduran herkes için önemli. 1 Ocak 2018’den itibaren yürürlüğe girdi. Örneğin sigorta şirketlerinin elindeki verilerin kişinin amacının dışında kullanılması halinde hem idari para cezaları hem de cezai yaptırımlar var. Kimse kafasına göre iş yapamayacak. Dikkat ederseniz firmaların SMS atmaları bile düştü. Çünkü kişi ‘benim numaramı nerden buldun?’ diyor ve hemen şikâyet ediyor. Şirketlerin en büyük kâbusu bu oldu. İleride birçok şirket bu konu nedeniyle batabilir bile. Kim bu verileri veriyorsa, farkındalığı yaratmalıyız. Yöneticiler bunların artık farkındalar. Sigorta şirketlerimiz de bu konulara dikkat etmeliler.”

Sigorta şirketleri güven kazanmalı

Sigorta şirketlerinin Türk tüketicisi nezdinde iyi bir imajı olmadığını kaydeden Arıtürk, şöyle devam etti: “İşin doğrusu emlakçılar için ne düşünülüyorsa sigortacılar içinde aynısı düşünülüyor. Sigorta şirketleri halkla barışmalı, şapkasını önüne alıp düşünmeli. Batı’daki sigorta şirketlerine halk güveniyor. Bizim buradaki şirketlere halk güvenmiyorsa kamuoyu yoklaması yapsınlar. Bakınız buradaki en önemli sorun şu: Bir hasar oluyor. Hakkaniyetle bir iş yapılmıyor. Ofisimizi su bastı. Sigorta şirketini çağırdım. Her yıl mutlaka sigortamı ödüyorum. Sigortacı gelip bana ‘burada bir şey yok, kullanırsınız’ diyorsa bu sigorta şirketine ben güvenemem. İnsanların güvenini kazanmalılar. Güven ve itibar çok önemli. Sigorta şirketleri primleri alırken şahin olup da verecekken karga olmamalı. O iş neyi gerektiriyorsa onu yapmalı. Biz Türkiye de şunu diyebiliyor muyuz? Rahat olun bunu sigorta karşılar. Diyemiyoruz. Oysa sigorta şirketlerinin bir olay sonrasında sigortalısını arayıp, geçmiş olsun, başınız sağ olsun, ya da çok üzüldük gibi söylemlerle müşterilerine ‘Biz her zaman yanındayız’ mesajı verseler onların gönlünü fethederler.”

1 Yorum

  1. Sigorta sirketinde calisan bagli avukatlar ceza davasi, ticari dava bakmiyorlar ki…ustelik sigorta hukuku konusunda memlekette onlar kadar iyi bilen serbest avukat yok. Onlar sadece bu konuda calisiyorlar…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER