20 Nisan 2024, Cumartesi
spot_img

Birbirini tamamlayan üç basamaklı emeklilik sistemi

Tevfik Eraslan (Şemsiye)
Tevfik Eraslan (Şemsiye)

Dünyadaki emeklilik sistemleri, gerek kamu tarafından yönetilen zorunlu güvenlik sistemi olsun gerekse özel emeklilik sistemi olsun giderek daha fazla baskı altında kalıyor. Baskılar nedeniyle birçok ülke emeklilik sisteminde reform yapma ihtiyacı duyuyor. Reform ihtiyacını doğuran nedenlere bakıldığında, yaşlanan nüfus, devletlerin artan borç oranları, ekonomik belirsizlikler, rekor düzeydeki düşük faizler ve emeklilik birikimlerinde bireylere daha fazla söz hakkı verilmesi yönündeki trendin etkili olduğu görülüyor.

Bugün birçok ülke tarafından uygulanan çok basamaklı emeklilik sistemi ilk defa Dünya Bankası tarafından 1994 yılında yayınlanan “Averting Old Age Crisis” çalışmasında yer aldı. Bu raporda yaşlı nüfusun artmasına bağlı olarak ortaya çıkabilecek sorunlarla mücadele edebilmek amacıyla birbirini tamamlayan üç basamaklı emeklilik sistemi önerildi. Önerilen üç basamaklı emeklilik sistemi şunlar:

  1. Zorunlu kamu emeklilik sistemi
  2. Zorunlu ancak tamamen özel katkı paylarına dayalı emeklilik sistemi
  3. Gönüllülük esaslı özel emeklilik sistemi

Dünya bankası uzmanları tarafından ilerleyen yıllarda emeklilik sistemine yönelik yapılan çalışmalarda beş basamaklı yeni nesil emeklilik sistemlerine gidilmesine yönelik öneriler yer alsa da hala birçok ülke üç basamaklı emeklilik sistemini uygulamaya devam ediyor.

Türkiye’de emeklilik sistemi

Yılbaşından bu yana en fazla getiriyi yüzde 20,9 ile altın fonları sağladı. İkinci ve üçüncü sıralarda ise yüzde 12,6 ve yüzde 8,1 ile hisse senedi fonları yer aldı. Emeklilik fonlarının 2106 yılının yaklaşık dört buçuk aylık döneminde ortalama getirisi yüzde 5,6 oldu. Önümüzdeki dönemde fonların getirileri büyük ölçüde Fed’in faiz artırım kararından etkilenmeye devam edecek. Görece düşük enflasyon, düşen cari açık, kamu borç çevirme oranının yüzde 80 mertebesinde kalması, bankacılık sektörünün geçen yıla nazaran kar açısından iyi bir yıl geçiriyor olması Türkiye ile ilişkili finansal varlık fiyatlarının daha güçlü kalmasına neden oluyor.

Ülkemizde kamu tarafından sunulan sosyal güvenlik sistemi Dünya Bankası tanımlarına göre birinci basamak emeklilik sistemine karşılık geliyor. Bu sistemde emekli olanlara ödenen emeklilik maaşları ve sağlık harcamaları, çalışanlar tarafından veya çalışanlar için yatırılan katkı paylarından karşılanıyor.

Ülkemizde 2003 yılında uygulamaya başlayan Bireysel Emeklilik Sistemi ise üçüncü basamak emeklilik sistemine karşılık geliyor. Bu sistem gönüllülük esasına dayalı ve devlet tarafından teşvik ediliyor.

64. Hükümet Programı’nda öncelikli reform listesinde ikinci basamak emeklilik sisteminin ülkemizde kurulması yer alıyordu. Kurulması öngörülen bu sisteme en güzel isim önerisinin Abdurrahman Yıldırım’dan geldiğini de ifade etmek istiyorum: OTOBES. İkinci kademe emeklilik sisteminin özelliklerine kısaca değinmek istiyorum:

Sisteme katılım zorunludur. Ancak belli bir süre için sistemden ayrılma hakkı tanınıyor. Sistemden ayrılma hakkı belli periyotlarla katılımcılara sunuluyor. İşçi ve işveren katkı payı yatırılıyor. Katılımcılar yatırımlarını değerlendirecekleri fonlara kendileri karar veriyor. Fonlar, özel sektör aracılığıyla yönetiliyor. Sistemin düzgün ve verimli işleyişini sağlamak amacıyla kamu, gözetim ve denetim mekanizmaları oluşturuyor.

Düşük olan tasarruf oranının yükseltilmesi, ülkenin cari açık ve uzun dönemli yatırımlarının finanse edilmesi gibi konularla beraber düşünüldüğünde ikinci basamak emeklilik sisteminin oluşturulmasının önemi net ortaya çıkıyor.

Yılbaşından bu yana en fazla getiriyi yüzde 20,9 ile altın fonları sağladı. İkinci ve üçüncü sıralarda ise yüzde 12,6 ve yüzde 8,1 ile hisse senedi fonları yer aldı. Emeklilik fonlarının 2106 yılının yaklaşık dört buçuk aylık döneminde ortalama getirisi yüzde 5,6 oldu. Önümüzdeki dönemde fonların getirileri büyük ölçüde Fed’in faiz artırım kararından etkilenmeye devam edecek. Görece düşük enflasyon, düşen cari açık, kamu borç çevirme oranının yüzde 80 mertebesinde kalması, bankacılık sektörünün geçen yıla nazaran kar açısından iyi bir yıl geçiriyor olması Türkiye ile ilişkili finansal varlık fiyatlarının daha güçlü kalmasına neden oluyor.

PARA / ŞEMSİYE DERGİSİ

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER