19 Nisan 2024, Cuma
spot_img

Dünyadaki toplam birikimin yarısı hayat sigortasından

Türkiye’de hayat sigortacılığının gelişmesinde önemli katkı sağlayan sigorta sektörünün duayenlerinden Abdullah Karacık, dünyadaki toplam 150 trilyon dolarlık birikimin yarısının hayat sigortalarından sağlandığını söyledi.

“Dünyadaki en büyük birikim hayat sigortacılığından sağlanıyor.” Bu sözler Türkiye’de hayat sigortacılığının gelişmesinde önemli katkıları olan sigorta sektörünün duayeni Ahdullah Karacık’a ait. Karacık, Türkiye’de hayat sigortacılığının gelişme sürecinde yaşanan tecrübelerin şimdilerde gelişme aşamasında olan Azerbaycan hayat sigortacılığı için örnek oluşturabileceğini söyledi.  

Sığorta Ekranı AZ ve Sigorta Ekranı ortak yayınında ‘Azerbaycan Hayat Sigortacılığı’ masaya yatırıldı. Programın konuğu sigorta sektörünün duayeni Abdullah Karacık, dünyadaki hayat sigortacılığı ve Azerbaycan’da hayat sigortasının gelişmesi için neler yapılması gerektiği konusunda önemli tespitlerde bulundu. Türkiye Girişimci Acenteler Platformu (TÜGAP) Azerbaycan Başkanı Ali Bayramov’un sunduğu programa Sigortamedya Genel Yayın Yönetmeni Can Kantar da katıldı.

Dünyadaki en büyük birikim enstrümanlarından birisinin hayat sigortası olduğuna dikkat çeken Abdullah Karacık, “Uluslararası piyasalarda reasürans şirketleri garanti görevi yapıyor. Bu reasüranslar sayesinde 10 milyon dolara kadar teminat verilebilir. Dünyada merkez bankalarının, hayat fonlarının ve bütün rezervlerin toplamını kabaca 150 trilyon dolar olarak alırsak, bunun 75 trilyon doları hayat sigortalarından oluşur. Bu nedenle hayat sigortaları çok güçlü. Dünyadaki en büyük birikim hayat sigortacılığından sağlanıyor” dedi.

‘Can Sigortası’ olarak başladı

Türkiye’de hayat sigortacılığının gelişiminde önemli katkıları olan ve bu konuda yaptıkları çalışmalar hakkında da bilgi veren Karacık, “Hayat sigortası ile birlikte birçok kloz devreye girdi. Sağlık sigortasını da hayat sigortasının bir klozu olarak başlatmıştık. Dolayısıyla ilk başlarda hayat sigortası olarak değil de ‘Can Sigortası’ olarak geçiyordu. Ticaret Kanunu’nun eski halinde de can sigortaları, mal sigortaları ve mesuliyet sigortaları vardı. Hayat, ferdi kaza, sağlık ve seyahat sigortaları, can sigortasının kapsamına giriyordu. Azerbaycan için de hayat sigortası olarak değil can sigortası olarak bakılabilir” diye konuştu.

Acenteler bu işin temelidir

Sigorta duayeni Abdullah Karacık, Türkiye’de hayat sigortasının yerleşmesi için çok çaba sarf ettiklerini belirterek, şu bilgileri verdi: “O zamanlar mail, SMS ve sosyal medya yoktu. Sigortalıları bilgilendirme adına bir günde 800 bin mektubu postaya verdiğimizi hatırlıyorum. Hayat poliçesi 3 ayda çıkıyordu. Benim o dönemde elimde 20 tane ekran vardı. Boğaziçi ve Teknik Üniversite’de endüstri ve bilgisayar mühendisliği okuyan 120 öğrenciyi işe aldım. Bunları 3 vardiya çalıştırarak poliçeleri 2-3 gün içerisinde teslim etme imkânına sahip olduk. Bu noktada sigorta şirketinin gücünün dağıtım kanalı, yani acenteler üzerinden geldiğini vurgulamalıyım. Brokerler daha büyük kurumsal işlerde devreye girdi. Bu nedenle acentelere yönelik çok ciddi eğitim çalışmaları yaptık. Acenteler bu işin temelidir.”

Geniş satış ağına ulaşmak gerekiyor

TÜGAP Azerbaycan Başkanı Ali Bayramov ise, Azerbaycan’da hayat sigortacılığının yavaş yavaş gelişse de sektörün lideri durumunda olduğuna dikkat çekerek, “Azerbaycan’da 21 sigorta şirketi var. Bunların dördü sadece hayat sigortası satıyor” dedi. Karacık ise programda kendisine sorulan “Azerbaycan’da hayat sigortası satışında acente yapılanmasının nasıl olması gerektiği yönünde sorulan bir soruyu ise şöyle cevapladı: “Bu konuda birkaç sistem var. Ülkemizde prodüktör adını verdiğimiz insanlar vardı. Yine acente yapılanması şeklinde satıcılar vardı. Burada satışlar acente adına yapılıyor. 3-4 bin satıcısı olan acente teşkilatları kurduk. Bunun için hafta sonları eğitimler düzenledik. Azerbaycan’da da taşra ve şehir merkezlerindeki insanlar için bu tip bir çalışma mümkün olabilir. Böylece çok geniş bir satış ağına ulaşılabilir.”

Risk primleri yaşa göre değişiklik gösteriyor

Karacık, Türkiye’de ve Azerbaycan’da da insanlarda hayat sigortası konusunun tam anlaşılmadığı ve bu konuda bilincin artırılması için neler yapılması yönünde sorulan bir soruyu ise şöyle cevapladı: “Hayat sigortasını üç kısımda ele alabiliriz. Birincisi birikim kısmı. Yani paraların birikmesi ve büyüyerek değerlendirilmesi. İkincisi, risk kısmı. Yani aile reisi ölürse aile bireylerine kalacak paralar. Baba, çocuğunu okula verdi; 15 sene boyunca onun taksitlerinin ödenmesi veya eşine bir maaş bağlanması… Bir de bütünüyle çalışarak artırabileceğimiz pazarlama enstrümanları olan sağlık ve seyahat sigortası gibi diğer klozlarımız var.”

Azerbaycan sağlık sistemine bakıldığında doktorların yeterli olduğunun görüldüğünü söyleyen Karacık, nasıl bir sistem kurulması gerektiği ile ilgili şunları söyledi: “Ancak ekonomik göstergeler hayat sigortası için önem arz ediyor. Azerbaycan risk primi açısından Türkiye ile benzer ortalamada. Türkiye’de yaşam süresi biraz daha fazla ama benzer yakınlık içerisinde. Biz Türkiye’de ortalama yaşı dikkate aldık ve 30-35 yaşındaki biri, ortalama ayda 100 lira prim verirse bunun 500 katını ölüm teminatı olarak verelim dedik. Yani 50 bin liralık bir teminat vermeyi planladık. Risk primleri yaşa göre değişiklik gösteriyor. Yaş ilerledikçe prim de yükseliyor. Azerbaycan için bu prim 20 yaşındaki bir genç için binde bir oranında olabilir. 10 bin manatlık bir teminat için 10 manatlık prim yeterli olur. Böylece her satıcının kolay satabileceği ve her alıcının da kolay anlayabileceği bir sistem kurulmuş olur.”

Birikim tasarrufa dönüşmeli

Sigorta duayeni Abdullah Karacık, programda birikimlerin tasarrufla değerlendirilmesi gerektiğini de söyledi. Karacık, “Azerbaycan’da ortalama asgari ücret 244 manat civarında. Bu 244 manattan ancak 25 manat biriktirebilirim yapılabilir. İnsanlar bu 25 manatı her ay gidip bankaya koyamayacak. Dolayısıyla sistem aksayacak. Halbuki bir sigorta şirketi ile anlaşma yaptığı vakit otomatik olarak bu paralar ödenecek. Diyelim ki sigortacı olarak biz bu paralarla 100 bin kişiye hatta 1 milyon kişiye ulaştık. Yani 25 milyon manatımız var. Sigorta şirketleri bu paraları fonlarda değerlendirecek ve bireylere; faizle alacakları değerin çok üstünde bir katkı sağlayacak. Bu küçük paralar vatandaş açısından çok anlam taşır” diye konuştu.

Ferdi kaza ve sağlık unutulmamalı

Programda hayat sigortasının yanına ferdi kaza ve sağlığın da katılması gerektiğini söyleyen Abdullah Karacık; şöyle devam ediyor: “Böylece çok cazip bir poliçe oluşturulur. Cazip poliçenin bir kısmı da acenteye ödenecek komisyonları içerir. Acenteler burada komisyonlarını hemen almak isteyebilir. Türkiye’de ilk yıllarda hayat poliçelerine yüksek komisyon verdik. Sonraki yıllarda buna bazı klozlar ekledik. Azerbaycan için her sene enflasyona karşı yüzde 10 arttırabilirsiniz. Ama isteyen bunu daha fazla artırabilir. İlk 4-5 sene içerisindeki toplanan primin, 3-4 aylık satış periyoduna göre tamamını veya yarısını bırakabilirsiniz.”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER