28 Mart 2024, Perşembe
spot_img

Girişimci fabrikasını sigortalıyor ama alacağını sigortalamayı unutuyor!

Türkiye’de fabrikasını sigortalayan, ama alacaklarını sigortalatmayan çok sayıda girişimcinin olduğunu vurgulayan Euler Hermes Türkiye CEO’su Özlem Özüner, “Alacaklar şirketlerin bilançosunun yaklaşık yüzde 40-50’sini oluşturuyor. Bunun sigortalanmaması nakit akışlarında ciddi sorunlar yaratabilir” diyor.

HAYATIMIZ SİGORTALI / ALP SÜER

ozlem ozuner 2Türkiye’de sigorta sektörü son yıllarda inanılmaz bir değişimden geçiyor. Yabancı sermayenin sektörde ağırlığını artırmasından tutun, ürün çeşitliliğinin artmasına, sigorta şirketlerinin dağıtım kanalları ile ilişkilerinin gelişimine, dijitalizasyon ve teknolojik dönüşüme kadar her şey klasik tabirle ‘dört dörtlük.’ Ancak, sektörün adeta kabuk değiştirmesine karşın değişmeyen bir şey var: O da, sektörde trafik başta olmak üzere ‘oto sigortalarının’ ağırlığının sürmesi. Söz konusu sigortaların hegemonyasının kırılması ise kuşkusuz sektörde diğer branşların özellikle de yeni branşların ağırlığının artmasından geçiyor. Yeni branşlar içinde en fazla potansiyele sahip olanların başında da ‘kredi sigortası’ diğer bir ifadeyle ‘alacak sigortası’ geliyor. İhracat yapan ya da yurtiçine mal satan şirketleri (alacaklı şirket) alacaklarının vadesinde ödenmemesi riskine karşı güvence altına alan kredi sigortası, şirketlerin nakit akışlarını da düzene sokuyor. Biz de Hayatımız Sigortalı Dergisi olarak bu ay kapak sayfalarımıza Türkiye’de kredi sigortasının önde gelen şirketlerinden Euler Hermes’in Türkiye CEO’su Özlem Özüner’i konuk ettik. Kredi sigortası ve Euler Hermes üzerine söyleştiğimiz Özüner’in, Türkiye’deki girişimcilerle ilgili çok önemli bir tespiti var: “Türkiye’de fabrikasını sigortalayan ama alacaklarını sigortalatmayan çok sayıda girişimci var!” Bir işletmede fabrika binası gibi ‘duran varlıklar’ın bilançonun belli bir yüzdesini oluşturduğunu ifade eden Özüner, “Bir şirket, genellikle duran varlıklarını sigortalamadan iş yapmaz. Ancak, alacaklar bilançonun yaklaşık yüzde 40- 50’sini oluşturuyor. Alacaklar gibi dönen varlıkların sigortalanmaması ciddi nakit akış sorunları yaratabilir” diyor. Türkiye’de halen bin 500 civarında şirketin alacak sigortasını yaptırdığını belirten Özüner, söz konusu sigortayı yaptırmaya uygun on binlerce şirketin olduğunu söylüyor.

Sigortaya yurtiçi talep fazla

ozlem ozuner 5

Burada küçük bir parantez açarsak, kredi sigortası ‘ihracat kredi sigortası’ ve ‘yurtiçi alacak sigortası’ olarak ikiye ayrılıyor. Yurtdışında ihracat kredi sigortası yaygınken, Türkiye’de ise sigortaya yurtiçi talep daha fazla. Özüner’den öğrendiğimize göre, Euler Hermes’in müşteri portföyü içinde de ağırlığı yüzde 70 ile yurtiçi alacak sigortası alırken, ihracat kredi sigortasının payı ise yüzde 30 düzeyinde bulunuyor. Bu da biraz Türkiye ekonomisinin koşulları ile yakından ilgili. Ülkemizde tahsilatın zor olması (Türkiye, Euler Hermes’in tahsilat raporlarına göre tahsilatın zor olduğu ilk 20 ülke içinde yer alıyor) ve vadelerin uzunluğu gibi faktörler, şirketlerin alacak risklerini güvence altına alma ihtiyacını artırıyor. Sigortaya talebin yüksek olduğu sektörler de kimya, demir- çelik, perakende (özellikle gıda dağıtıcıları) ve tekstil olarak sıralanıyor. Özüner, tüm bunlarla birlikte gelecekte bu tablonun değişeceği ve sektörde önümüzdeki yıllarda ihracat kredi sigortasının payının artacağı düşüncesinde.

İhracat kredi sigortasına da Avrupa Birliği ülkelerinin yanı sıra bu yıl özellikle Fas, Tunus, Cezayir gibi ülkelere ihracat yapan ‘otomotiv’, ‘tekstil’ ve ‘ilaç’ sektörlerindeki şirketlerden talep geldiğini belirten Özüner, bununla birlikte Rusya ile ikili ilişkilerin düzelmesine paralel olarak Rusya pazarının da önümüzdeki dönemde canlanmasının beklenebileceğini söylüyor.

Borçlu şirketler ‘şeffaf’ olmalı

ozlem ozuner 6

Özüner’in alacak sigortası ile ilgili olarak geçen günlerde ulusal basında da yer alan ve ses getiren “Alacak sigortası borçlu şirketleri de geliştiriyor. Borçlu şirketler de bizi arıyor” şeklinde önemli bir saptaması da vardı. Röportajımız sırasında bu konuya da temas eden Özüner, borçlu (mal alan) şirketlerin alacaklı (mal satan) şirketlerden daha uygun fiyatlarla ve daha uzun vadelerle mal almak için kredi sigortası şirketlerine “Mal alan şirketlerin limitlerini artırın” dileklerini ilettiklerini dile getiriyor. Özüner, borçlu şirketlerin bu taleplerini yerine getirebilmek için söz konusu şirketlerden ‘şeffaf’ olmaları, ‘mali tablolarını kredi sigortası şirketleriyle paylaşmaları’ gibi beklentilerinin olduğunu vurguluyor. Borçlu şirketlerde, bu konuda bilinçlenmenin arttığına dikkat çeken Özüner, bazı şirketlerin bilanço ve gelir tablolarını kredi sigortası şirketlerine gönderdiklerine dikkat çekiyor. Ancak, Özüner’e göre bu konuda daha kat edilecek çok yol var. Özellikle sanayi ve ticaret odalarının üyelerini mali tablolarını erişime açma konusunda bilinçlendirme çalışmalarının sürmesi ve şirketlerin internet sitelerinde mali tablolarına yer vermeleri büyük önem taşıyor.

Kredi sigortasındaki daralma ‘arz’la ilgili

ozlem ozuner 1Türkiye Sigorta Birliği’nin verilerine göz attığımızda ilk yedi ayda sektörün yüzde 33.5 gibi yüksek bir hızda büyümesine karşın, kredi sigortasının nominal olarak yüzde 6, reel olarak yüzde 13.59 daraldığı dikkat çekiyor. İlk başta çelişkili olarak görülen bu durumu Özüner’e sorduk. Özüner’in aktardığı bilgilere göre, kredi sigortasındaki daralma 5 yıl boyunca yaklaşık yüzde 30 seviyesinde büyüyen kredi branşının bu yıl biraz soluklanması; hızlı büyümenin biraz hazmedilmesi ile ilgili. Ayrıca, söz konusu daralma, ‘talep’ten çok, ‘arz’ cephesi ile ilgili. Biraz daha açık anlatımla, kredi sigortası şirketleri, makro ekonomik sorunlar, artan tahsilat sorunları nedeniyle bu yıl frene bastılar. Risk seçiminde daha titiz davranan şirketler, portföylerini yeniden gözden geçirerek, karlılığa ulaşamayan, riskli müşterilerin bir kısmını elimine ettiler. Poliçe iptalleri ya da yenilemelerin yapılmaması kredi sigortalarında da doğal olarak daralmaya yol açtı. Özüner, yılın ilk yedi ayındaki daralmaya karşın yılın son çeyreğinde kredi sigortasının hareketleneceği ve kredi sigortasının 2016 yılı itibariyle nominal olarak yüzde 10-12 civarında büyüyeceği düşüncesinde. 2017 yılında da söz konusu branşta büyümenin, 2016 yılına paralel olacağını belirten Özüner, gelecek yıl da büyüme hızının (nominal) yüzde 15’ler civarında kalacağını tahmin ediyor.

Euler Hermes’le ilgili olarak da sorularımızı yanıtlayan Özüner, sektörde kredi branşındaki daralmaya bağlı olarak Euler Hermes’in prim üretiminin de ilk yedi ayda azaldığını dile getiriyor. Özüner, bu yıl kârlılığı artırmak ve hasarları azaltmak için risk seçiminde daha dikkatli hareket etmeleri ve müşteri portföylerini yeniden yapılandırmalarının Euler Hermes’in prim üretimindeki daralmada etkili olduğunu söylüyor.

Kefalet sigortasında bankalarla işbirliği yapacağız

Euler Hermes, kredi sigortası yanında geçen yıl Türkiye’de bir ilke imza atarak kurumsal firmalara yönelik olarak ‘Kefalet Sigortası’nı piyasaya sundu. Kefalet sigortası da aslında, dünyada teminat mektuplarının yerine sigorta sektörü tarafından verilen bir taahhüt sigortası. Teminat sigortası olarak da bilinen kefalet sigortasında, sözleşmenin bir tarafının diğer tarafa karşı olan yükümlülüklerini yerine getirememesi veya borçlunun alacaklı tarafa borcunu ödeyememesi durumunda sigortacı, sözleşmede öngörülmüş miktarı alacaklı tarafa ödüyor. Kefalet sigortasına da ilginin yoğun olduğunu belirten Özüner, özellikle yurtdışı ile iş yapan inşaat, taahhüt, altyapı, enerji, lojistik gibi sektörlerden talep geldiğini söylüyor. Kefalet sigortasında bankalarla ‘koasürans’ şeklinde risk paylaşımına yönelik işbirliği yapacaklarını ifade eden Özüner, “Bu konuda üç banka ile görüşüyoruz. Burada sözgelimi bir projenin belli bir kısmı banka tarafından bir kısmı da bizim tarafımızdan gerçekleştirilecek. Yurtdışında da bu tür modeller çok yaygın. Yurtdışındaki bir girişimci bankayı değil de sigorta şirketini tercih ediyorsa, biz bankanın yerine devreye girerek kefalet verebileceğiz dedi.”Kefalet sigortasını halen kamu kuruluşlarına sunamadıklarını belirten Özüner, bu konuda yasal düzenlemelerin yapılmasını beklediklerini söylüyor.

İş hayatına İktisat Bankası’nda başladı

ozlem ozuner 4

Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden 1991 yılında mezun olan Özüner, iş hayatına İktisat Bankası Yönetici Programı ile bankacılık sektöründe o zamanki terimle ‘Kredi Pazarlama Uzman Yardımcısı’ pozisyonunda başladı. Bu kurumda, 1992-1997 yılları arasında olmak üzere beş yıl çalıştı. 1997 yılında Demirbank’a geçiş yaparak 2001 yılına kadar bu kurumda çeşitli pozisyonlarda görev yaptı. 2001 yılında Demirbank’ın HSBC tarafından satın alınması ile birlikte HSBC bünyesine katıldı ve yaklaşık 11 yıl HSBC’de çalıştı. HSBC’de çalıştığı sürece Özüner, 2001-2003 yılları arasında İngiltere’de HSBC Bank Kurumsal ve Yatırım Bankacılığı ekibinde görev yaptı. 2011 yılı Haziran ayında da Euler Hermes’in Türkiye ofisine CEO olarak katılan Özüner, halen bu görevi sürdürüyor. Özüner’in uzmanlaştığı konular, yöneticilik, risk yönetimi ve iş geliştirme (pazar ve sektör bazında), ticaret, ekonomi ve finans (uluslararası ve Türkiye bazında), İşletme ve pazarlama olarak sıralanabilir.

HAYATIMIZ SİGORTALI

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER