23 Nisan 2024, Salı
spot_img

HES’lerde kredi varsa sigorta var kredi yoksa sigorta da yok

Enerji üretiminde bel bağlanan ve hasarlarıyla gündemde olan Hidroelektrik Santralleri’nin (HES) yöneticileri, santralleri kredi ilişkisi sebebiyle sigortalasa da kredi sona erdiğinde sigortadan vazgeçebiliyor.

SEVAL ÖZKAP / SİGORTAMEDYA

HES santral sigortaEnerji ihtiyacımızın yüzde 70’inden fazlasını tamamen dışarıdan ithal ediyoruz. Sadece elektrik enerjisi üretimi için ithal edilen enerji hammaddelerinin (doğalgaz, kömür vs.) ülke ekonomisine etkisinin 10 milyar doların üzerinde olduğu biliniyor. Hatta ulaşım sektörü gibi konular da dikkate alındığında toplam enerji hammaddesi ithalat rakamı 50 milyar doların üzerine çıkıyor.

Artan nüfus, şehirleşme gibi durumlar ‘modern yaşam’ın her alanında yer alan enerji ihtiyacını da artırıyor. Bu ihtiyacın karşılanmasında dışa bağımlılığın azalması için rota, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına dönmüş durumda. Bu noktada ise Hidroelektrik Santralleri (HES) başı çekiyor.

Sırada 700 HES var

Orman ve Su İşleri Bakanlığı’ndan aldığımız bilgilere göre 2015 yılı itibarıyla 566 aktif HES bulunuyor. 104 HES inşaatı sürerken, 700’ü aşkın HES’in de yapılması planlanıyor. Bakanlığın verilerine göre, ‘elektriğin sigortası’ olarak görülen HES’ler, 2016 yılının ilk 4.5 ayında 27.7 milyar kilowatt saat elektrik enerjisi üretimi sağlayarak elektrik üretiminde yüzde 28.3 paya sahip oldu. Toplamda ise HES’lerin elektrik üretimindeki payı yüzde 35.4’e ulaşarak üretimde en büyük payı aldı.

Türkiye’nin, doğa tahribatına neden olması, yaşam dengesini bozması sebebiyle en tartışmalı enerji kaynağı olma özelliği de taşıyan HES’ler, 73 ilde bulunuyor. Santrallerin yoğunlaştığı iller arasında Trabzon, Kahramanmaraş, Artvin, Giresun, Osmaniye, Adana, Erzurum ve Antalya gibi iller yer alıyor.

Yüksek hasar maliyeti ve deneyimsizlik ürkütüyor

HES santral sigorta 2

Bu kadar fazla sayıda ve neredeyse her ilimizde olan HES’ler, kuruluş aşamasından işletim aşamasına kadar birçok noktada sigorta sektörüne de kaynak oluyor. HES’ler sigorta sektörü için ‘hasar frekansı az, ancak hasar şiddeti yüksek’ risk konularından birini oluşturuyor. Tam da bu noktada Hayatımız Sigortalı Dergisi olarak HES’lerin bir dönem çok konuşulan ‘sigortalanamayan riskler’ konusuna girip girmediğini araştırdık.

Sigorta sektörü temsilcileri, anlamlı olan her riskin olduğu gibi HES’lerin de sigortalanabileceğini söylüyor. Resmi bir istatistiki veri olmasa da, inşa sürecinde kredi ilişkileri de göz önüne alındığında ilk yıllarında tamamına yakının sigortalı olduğu tahmin edilen HES’lerin şu anda yarısının sigortalı olabileceği belirtiliyor. Ancak sigorta sektörünün HES’lerin sigortalanması konusuna uzak durduğu da ifade ediliyor. Sektörün HES’ler konusunda temkinli olmasının birçok nedeni var, ancak korkutan hasar maliyetleri, deneyimsizlik ve yeterli teknik bilginin olmaması gibi nedenler başı çekiyor.

Bir neden de reasürans anlaşmaları mı?

HES santral sigorta 3Bilindiği üzere HES gibi yüksek riskli işlerin sigortalarında reasürans anlaşma ve kapasiteleri devreye giriyor. Sigorta şirketlerinin HES’lerin sigortalanmasına uzak durmasının bir nedeni de reasürans anlaşmaları olarak gösteriliyor. Dinkal Sigorta Acenteliği Genel Müdürü Ercan Erbek, aynı reasürans şirketlerinin aynı risklere karşı çok daha talepkar ve rekabetçi olduklarını takip ettiklerini belirterek, “Hatta Türkiye’de yerleşik sigorta şirketleri ile organik bağlantı içindeki reasürör şirketlerin, yurtdışı plasman vasıtası ile onay verdikleri işlerde bile lokal bağlantılarına destek vermiyor olmaları oldukça düşündürücü” diyor. Bu doğrultuda, trafik ve kaskoda sıkışan Türk sigorta sektörünün bu tür sigortaları yurtdışı plasmanlar ile konuya uzun vadeli bakabilen yabancı reasürörlere kaptırdığını söylemek mümkün.

Sigortalamada moral tehlikenin önemi HES gibi büyük risklerin sigortalanma süreçlerinde fiyatı ve risk kabulünü belirleyen iki unsur bulunuyor: Fiziki tehlike ve moralite. Sigortalı, riskin olduğu alanda öngörülen tüm önlemleri almış ise risk kabulü kolaylaşıyor. Ancak daha da önemlisini ise moralite, yani riskin hasar oluşturma ve hasarın şiddetini artırma ihtimali konusundaki özen oluşturuyor. İşletmenin hasar maliyetinin azaltılması konusunda gösterdiği özen ya da önceki hasar taleplerinin adetsel fazlalığı yüksek moral tehlike olarak tanımlanıyor. Yani, HES’lerde deneyimli, üretim kapasitesi yüksek, ana iş kolu enerji olan bir müşteri her zaman sigortacıya doğru anlatıldığında yatırımına teminat bulabiliyor.

Yatırımcının yaptırması gereken sigortalar

HES santral sigorta 4

HES’ler büyük yapılar olduğundan birden çok değer sigortaya konu oluyor. Diğer enerji santrallerinde olduğu gibi HES’ler de yüksek tutarlı yatırımlar olduğundan, proje finansmanında yatırımcının, santralin uzun vadede maruz kalabileceği bütün riskleri içeren sigorta poliçesine sahip olması gerekiyor. HES’lerin sigortalanması ise projenin montajından önce, montaj esnasında ve enerji üretimi sırasında oluşabilecek riskleri ayırmak ve bu safhalara uygun riskleri tespit ederek uygun poliçe türleri ile teminat altına almak şeklinde gerçekleştiriliyor.

Yatırımcının verimliliği sağlamak adına santral projesinin başlamasından önce nakliyat poliçesi, inşaatı sırasında tüm riskler poliçesi, üretime geçilmesi ile de yangın, elektronik cihaz, makine kırılması ve kar kaybı poliçelerini yaptırması gerekiyor.

HES’in tüm aşamaları bitip üretime geçildiğinde ise en önemli teminatı, kar kaybı oluşturuyor. Herhangi bir sebeple santralin hasar görmesi enerji üretiminin de durması anlamına geliyor. Böyle bir durum yaşandığı takdirde ise gelirin durmasına yani yatırım maliyetlerine neden oluyor. Özetle, yatırımcı üretime başladığı ilk andan itibaren kar kaybı poliçesi güvencesi altında olmalı.

Hava olaylarına bağlı kar kaybı da güveceye alınmalı

HES santral sigorta 1

Fiziksel hasarlara bağlı kar kaybı sigortalarının yanı sıra, performans kaybı sigortaları, hava olaylarına bağlı kar kaybı sigortalarda yatırımcının vazgeçmemesi gereken sigortaların başında geliyor. Özellikle planlanandan az yağmur yağması ya da yazın kurak geçmesi sonucu beklenen üretimin yapılamaması durumlarında hava olaylarına bağlı kar kayıpları da teminat altına alınmalı.

Sigorta Eksperi Mustafa Nazlıer, ekspertiz tecrübeleri doğrultusunda HES yapılarının sigorta poliçelerinde hangi yapının sigortalı, hangisinin sigortalı olmadığının durumlarla karşılaştıklarını belirtiyor.

Konunun poliçe standartlarının doğru oluşturulması noktasında problem doğurduğunu belirten Nazlıer, poliçelerde sigortalı olan yapıların ‘santral binası, iletim kanalı, istinat duvarları’ gibi açıkça belirtilmesi gerektiğini ifade ediyor. Böylelikle hasar durumlarında belirsizlik yaşanması önlenebiliyor. Ayrıca deneyimli risk mühendislerince yapılacak risk analizleri de hem sigorta maliyetlerini hem de olası hasar durumunda maliyeti düşürüyor.

HES’in avantajları ve dezavantajları

Avantajları 

  • Enerjide dışa bağımlılığın azalmasında önemli bir kaynak. 
  • Verimi yüzde 90’ı bulan bu sistemlerin ömrü oldukça uzun (200 yıl), yatırımı geri ödeme süresi kısa (5-10 yıl) ve işletme gideri çok düşük. 
  • Sel ve su baskınlarını önleyerek can ve mal kayıplarını engeller. Barajlar taşkınla gelen fazla suları depolayarak su yetersizliğinde kullanma imkanı verir.

Dezavantajları 

  • Santral kurulum aşamasında, özellikle tesislerin kuruluşu yapılırken inşaat atıkları oldukları yerde bırakılıyor. 
  • Gerekli görülmesi halinde dinamit patlatılması sonucu doğal yaşam alanları tahrip ediliyor. 
  • HES’ler küresel ısınma, iklim değişikliği ve canlı türündeki azalma gibi birçok noktada rol oynuyor.

“Müşterimizin farklı vadedeki HES’lerini paket halinde sigortalıyoruz”

ali bolukbas - kutuÜlkemizde dünya standartlarının çok altında üretim kapasitelerinde HES’ler bulunuyor. Kapasitelerinin düşüklüğüne paralel olarak hem yatırım hem planlama maliyetleri son derece düşük olan bu HES’lerde; yatırım maliyetlerinin düşüklüğü sigortacılar nezdinde düşük prim hacmi yaratıyor ve iştah uyandırmıyor. Türkiye piyasasında faaliyet gösteren sigorta şirketlerinin son 5 yılında enerji sektöründen riziko kabullere bakış açıları çok değişken oldu. Bazı şirketler enerji işlerine büyük bir iştahla girip ciddi rekabet ettikten sonra aldıkları hasarlar sonrasında genel olarak enerji işlerinden çıkmaya başladılar. Trete liderleri dünyada enerji işlerine ağırlık veren sigorta şirketleri, bu büyük havuzun avantajlarından yararlanarak halen enerji sektöründe faaliyet gösteriyorlar ancak günümüzde sigorta şirketlerinin çoğu HES’ler başta olmak üzere enerji işlerinde çok rekabetçi değiller ve temkinliler.

Biz NART olarak yalnızca HES’ler özelinde değil tüm faaliyet kollarında doğru pazara ulaşılması, doğru fiyatlama yapılması ve müşterinin ihtiyaçlarının doğru belirlenip sigortacıya doğru şekilde anlatılması ile sigortalanmayacak bir risk olduğuna inanmıyoruz. Sigorta satın alınması öncesi riskin doğru sınıflandırılabilmesi için saha ziyaretinin yapılması ve müşterinin taleplerinin sigortacıya aktarılması son derece önemli. HES’lerdeki genel problem, sigortaya esas bedellerinin uluslararası piyasalardaki reasürans kapasitelerini kullanmak için yetersiz olması. Genellikle birden fazla HES’i olan müşterimizin farklı vadelerdeki HES’lerinin tek vadeye toplayarak bir paket halinde sigortalanmasını sağlıyor, reasürans desteğinden faydalandırıyoruz.

HES’lerde risk analiz süreci çok sayıda değişkenin bir arada bulunduğu karmaşık bir süreçtir. Bir parçanın eksik olması ya da sigortacıya eksik aktarılması risk analizi sonucunu tamamen değiştirecektir.

NART olarak biz bu konuyu son derece ciddiye alıyoruz. Şirketimiz bünyesinde bulunan Risk Mühendisliği Departmanı’ndan konusunda uzman risk mühendislerimiz sigortalanacak tesisleri önceden ziyaret ederek müşterilerimize bire bir risk danışmanlığı vererek tesisi en iyi hale getiriyor. Sigortalı tesislere de sigorta süresi içerisinde ziyaretler gerçekleştirerek rizikonun hasarsız bir yıl geçirmesine yardımcı oluyor.

HES’lerin sigortalanmama nedenleri

  • Hasarın belirsizliği 
  • HES’lerin çoğunlukla yüksek arazi yapılarında konumlandırılmasıyla riskin artması 
  • Santrallerde Uzakdoğu menşeli ekipman kullanımıyla hasara ve hasarın büyümesine neden olunması 
  • Yapı sahiplerinin düşük maliyet ile hızlı kar beklentisi nedeniyle projenin bilimsel ve teknik gerekliliklerini sağlayamaması 
  • Sigortalı işletmenin yatırımına (bakım, teknolojik güncellemeler gibi) değer vermemesi 
  • Küresel ısınma nedeniyle yağış anomalilerinin oluşması ve hasarı artırması 
  • Sektörün HES gibi enerji santrallerinde yeterli tecrübesinin olmaması

“HES yöneticileri en geniş teminatları talep ediyor”

ercan erbek - kutuİyi bir yönetim ekibi tarafından işletilen, doğru projelendirilmiş ve inşa edilmiş HES’ler için, lokal sigorta şirketlerinin sigorta prim hacmi ve sürdürülebilir kar elde etme açısından önemli fırsatları, riske ve konuya kısa vadeli baktıkları için yeterince değerlendiremediğini söyleyebilirim. Maalesef bu tür riskler, yurtdışı plasmanlar vasıtası ile konuya uzun vadeli bakabilen yabancı reasürörlerin daha çok ilgi alanında kalıyor. Açıkçası son yıllarda “trafik ve kasko” sigortalarında anlamsız bir mücadele içinde sıkışıp kalan lokal sigorta şirketlerin bu tür risklerde etkili olamıyor olması, sigorta sektörünün gelişimi ve güçlenmesi açısından, sektörün profesyonelleri olarak hepimizin açıkça tartışması ve düşünmesi gereken bir konu olmalı.

Yurtdışı piyasalarında reasürans bulmakta sıkıntılar yaşamıyor, aksine özellikle bizim gibi kurumsal yapılarca temsil edilen ve “iyi” yönetilen HES’lerin, yüksek hasarlı dönemleri sonrasında bile, “sigortalanabilir” bir risk olarak değerlendirildiğini ve yeterli destek bulabildiğini söyleyebilirim. Bu noktada reasürans şirketlerinin bu tür risklere “uzun vadeli” bakış açısı, müşterinin sigortaya bakış açısı ile bütünüyle örtüşüyor.

İşletmelerin bilinç düzeyine bağlı olarak sigortalanma konusunda oldukça istekli olduklarını söyleyebilirim. Çünkü HES gibi bir konuda, özellikle profesyonel yöneticilerin muhtemel riskler konusunda farkındalıklarının yüksek olduğunu gözlemliyoruz. Bir “sigorta aracı kurumu “olarak HES yöneticilerinin, her zaman bizlerden alınabilecek en geniş teminatı istemekte olduklarını biliyoruz. Hatta özellikle son yıllarda “yağış miktarına bağlı kar kaybı” çalışmaları da ilgi görüyor.

Bizler, öncelikle müşteri ihtiyaçlarını doğru bir şekilde anlamaya çalışıyor, müşterilerimizi olası riskler ve yapılabilecekler konusunda bilinçlendirmeye çalışıyoruz. Bununla birlikte bize başvuran her bir risk için her zaman öncelikle yurtiçi plasman olanaklarını araştırıyor, sürdürülebilir bir yapı oluşturmak üzere doğru fiyatlama ve şartların oluşumunu sağlamaya çalışıyoruz. HES risklerinin, özellikle inşaat ve işletme dönemi kar kaybı riskleri açısından geniş bir bilgi birikimimizin olduğunu düşünüyorum.

Yangın, sel ve yer kayması en büyük riskler

Birçok çeşidi bulunan Hidroelektrik Santrallerinde (HES), en çok yer kayması, sel/su baskını, yangın ve makine kırılması risklerine rastlanıyor. Santralin kurulu olduğu arazinin yapısı selsu baskınlarına davetiye çıkarabiliyor. Sigortalı HES’ in önünde ve arkasında başka santralin bulunup bulunmadığı konusu risk unsurlarının farklılaştırıyor, önlem alınmadığı takdirde yıkılma riski oluşabiliyor. Düşük kaliteli ekipman kullanımı, yüksek hasarları beraberinde getiriyor.

Çevresel etkenlerden etkilenen yapıda bulunan HES’lerde oluşan hasarlarda en büyük sahip etmenleri dolu savak yetersizliği, erozyon, fırtına, su aşması, işletme, malzeme, sızma gibi hidrolik performans ve hidrolojik etkiler oluşturuyor. Santrallerin inşaat aşamasındaki en büyük risklerini ise sel ve taşkınlar oluşturuyor; sahalarda iş durabiliyor, ekipmanlar sular altında kalabiliyor.

Ayrıca yer kayması, türbin ve jeneratörlerde yapılan hatalı montaj, bakım, malzeme, yine türbinlerde aşırı yüklenme ve gevşeme öne çıkan hasarlar olarak yer alıyor. Tabii ki tüm bu hasarlar sonrası yaşanabilecek kar kayıpları en büyük zarar oluyor.

“Müşterimizin büyük risklerine teminat veremeyince iş kaçıyor”

engin akin - kutuHES projelerini sigortalamaya sigorta şirketleri yanaşmıyor. Bu alanda bazı banka ve brokerler aktfiler. İşin içinde banka kredileri olduğundan santrallerin yüzde 60-70’i zorunlu olarak sigorta yaptırıyor.

Türk sigorta pazarı oyuncularının HES’lerin sigortalanmasına sıcak bakmamasının nedeni ise HES’lerin yüksek, düşük voltaj riski ve yangın riski olması. Türkiye’de yaklaşık 17 bin acente bulunuyor. Tabii ki bu acenteler özellikle bu tip poliçelerde sıkıntı yaşıyor. Örneğin aynı poliçelere banka ve brokerlara teminat veriliyor, biz acentelere verilmiyor, dolayısıyla iş kaybı oluyor. Ülkemizde bulunan bu tip işletmeler poliçe yapma sürecinde istekliler ama tam tersi sigorta şirketleri riskli gördükleri için isteksiz davranıyorlar. Bu da sigorta sektöründe iş kaybına neden oluyor. Ayrıca şirketler sadece bu tip poliçelerde değil, inşaat, taşkın koruma, istinat duvarı, gölet inşaatları gibi poliçeleri de riskli gördüğü için bu tip poliçeleri sigortalamıyorlar. Bu sebepten dolayı müşterilerimizin diğer risklerini sigortalayıp bu tip poliçelerine teminat veremediğimiz için biz acenteler zor durumda kalıyoruz. Temennimiz, Türk sigorta sektörünün bir an evvel bu tip poliçelere çözüm bularak riskleri teminat altına almaları.

Özel sektörün kurulu gücü 12 Atatürk Barajı’na denk 

  • Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın verilerine göre, son 13 yılda devreye giren Hidroelektrik Santrallerin (HES) yüzde 85’i özel sektör tarafından tamamlandı. Toplam 566 HES’in 65’i DSİ tarafından, 425’i özel sektör tarafından devreye alındı. İşletmeye alınan 425 adet HES için yapılan yatırım miktarı, 22 milyar doları bulurken, inşaatı devam eden 104 adet HES için yapılacak yatırım miktarı 8 milyar dolar. Planlanan HES’ler için yatırım miktarı ise 30 milyar dolar. Özel sektör tarafından müracaat edilen HES’lerin toplam kurulu gücü, yaklaşık 12 adet Atatürk Barajı’na (28.000 bin megawatt) eşit. 
  • 2002 yılı itibarıyla ülkemizde üretilen hidroelektrik enerji 26 milyar kilowatt saat olarak görülüyor. Kamu ve özel ortaklığı ile bu rakam 91 milyar kilowatt saate çıktı. Ürettiğimiz hidroelektrik enerji sayesinde doğalgaz ithalatından yılda yaklaşık 11 milyar TL tasarruf sağlandı. 
  • Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıldönümünü olan 2023 yılına kadar 45 bin megawatt kurulu güç ile 150 milyar kilowatt saat üretimin gerçekleştirilmesi hedefleniyor. 2019 hedefi ise 37 bin megawatt kurulu güç ile 130 milyar kilowatt saat üretim.

“Hasar maliyetlerinin yüksek olması sigortalanma isteğini dinamik tutuyor”

nazlier - kutuSigortalanma süreçlerinde en büyük sorun HES’ler hakkında yeterli bilgi birikimi ve tecrübeye sahip olunamaması. Sigortalının sigortacılık hakkında bilgi sahibi olmasını beklemek doğru bir yaklaşım değil. Bu nedenle sigortacıların ilgili departmanlarının mühendislik bilgilerini artırması veya uzmanlardan daha fazla destek alması gerekiyor. Şirketlerin pazardan pay almak için giriştiği rekabet sebebiyle teminat gruplarında standart yakalanamıyor. X sigorta şirketi A teminatını vermek isterken Y sigorta şirketi prim dengesini korumak amacıyla söz konusu teminatın verilmesine gerek olmayacağını belirtiyor. Zaten yeterince bilgi sahibi olmayan sigortalının kafası iyice karışıyor. Özetle sektörde Enerji Santralleri Poliçeleri için standardın yakalanması önemli rol oynuyor.

Ayrıca risk gezileri yetersiz kalıyor. Deneyimsiz risk mühendislerinin sahada yaptığı yüzeysel çalışmalar sigortalı HES’in tanıtım broşürü olmaktan öteye gidemiyor. Analizler uzman mühendisler tarafından yapılmalı ve analizlere üniversiteler de dahil edilmeli.

HES’lerin sigortalanamayan risk olarak görülmesi oldukça yanlış bir yaklaşım. Her risk uygun koşullar sağlandığında sigortalanabilirdir. Bazı sigorta şirketlerinin başta HES’ler olmak üzere Enerji Santrallerini fazlaca önemsediğini biliyoruz. Ancak henüz yeterli bilgi birikimine sahip olmamaları sürecin yavaş ilerlemesine neden oluyor. Sürecin hızlanması yine risk mühendislerine bağlı gibi görünüyor. Oluşan hasarlarda maliyetler yüksek. Elektro mekanik ve mekanik yapılarda dışa bağımlılık maliyetleri yükseltiyor. İleti kanalları ve diğer hatlarda yüksek hasar frekansı olmasıdır. Hat uzunluğu boyunca zemin etüdü yapılarak tekniğine uygun inşaa yapmanın maliyeti çok yüksek ve tercih edilmiyor.

Direk zararlar kadar tedarik güçlüğü dolaylı kayıplarda (iş durması ve kar kaybı) yüksek hasar maliyetine yol açtığı için henüz HES projelerinde bir denge sağlanamadığı ifade edilebilir.

Her geçen gün sigortalıların bilinci artıyor. İşletmeler sigortalanma konusunda oldukça istekli. Ancak piyasalardaki negatif eğilimli dalgalanmalar sigortalanma oran ve isteklerini de direkt olarak aşağıya çekiyor. Genel olarak özellikle yangın teminatları başta olmak üzere olası hasar maliyetlerinin oldukça yüksek olması sigortalı açısından sigortalanma isteğini çoğu zaman dinamik tutuyor.

HAYATIMIZ SİGORTALI

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER