19 Nisan 2024, Cuma
spot_img

‘Acentelerin devletin desteğine ihtiyacı var’

Sigortanın belirsizlik dönemlerinde daha ön plana çıktığını belirten ÖZL Sigorta ve Aracılık Hizmetleri Kurucusu Özlem Çetiner, “Elimizdekini kaybetmemek için öncelikle canımızı sağlık ve hayat sigortasıyla, sonrasında evimizi, arabamızı, iş yerimizi mutlaka risklere karşı sigortalatmamız gerekiyor” dedi.

2019’dan bu yana Covid-19 salgınıyla başlayan belirsizlik süreci her alanda ekili oldu. Pandemi, küresel ölçekte bir yandan yaşamlarımızı dönüştürürken, pek çok farklı ve yeni risk faktörüyle karşılaşmamızı da sağladı. Salgın dışında iklim krizi nedeniyle yaşanan doğal afetler de içinde bulunduğumuz döneme yeni riskler ekledi. Sigorta Ekranı’nda Damla ile Sabah Kahvesi’ne konuk olan ÖZL Sigorta ve Aracılık Hizmetleri kurucusu Özlem Çetiner, pandemiyle birlikte başlayan süreçte birçok riski deneyimlediğimize dikkat çekerek, sigortayla ilgili risklerin bundan sonra da artarak devam edeceğini söyledi. Çetiner, “İklim değişikliği hepimize olumsuz olarak yansıyor ama sigortalanma oranı da artacaktır. Her seferinde sigortalılarımıza riskleri hatırlatmamız gerekiyor. Burada sigortacılara büyük görev düşüyor” dedi.

BES artık bir yatırım aracı

Çetiner, 2021 yılında bireysel emeklilik tarafında önemli değişiklikler olduğunu dile getirdi. Bunlardan birinin bütünleşik sigorta olduğuna değinen Çetiner, “Artık bireysel emekliliği, hayat sigortası ve sağlık sigortası ile entegre ederek sunabileceğiz. Henüz başlamadı ama bununla ilgili düzenleme yapıldı. Bu sektörümüze fayda sağlayacaktır” diye konuştu. 

Bireysel Emeklilik Sistemi’nin artık daha çok bir yatırım aracı olduğuna dikkat çeken Çetiner, şöyle devam etti: “BES’e yatırılan her tutar çok iyi bir getiri sağlıyor. Devlet katkısı ayrı, onun da bir fon getirisi var ama onun dışında katılımcıların yatırdığı tutarlar fonlarda değerleniyor. Bunun içerisinde katılımcılar Amerika’daki teknoloji senetlerini, altını, dövizi ya da hisse senedi alabiliyor.” 

Kısa vadeli hayat sigortalarına ihtiyaç var

Programda hayat sigortasıyla ilgili de açıklamalarda bulunan Çetiner, ürünün satışının çok kolay gerçekleşmediğini ifade etti. Çetiner, pandeminin yarattığı belirsizlikle birlikte hayat sigortası tarafında bir ivme olduğunu belirterek “TSB’nin bu yıl için 9 aylık verilerine bakıldığında geçen yılın aynı dönemine göre hayat sigortalarında %13 civarında bir artış var. Bu noktada aslında birikimli hayat sigortalarıyla ilgili hem sigortanın hem birikimin birlikte olduğu planlar var son yıllarda. En fazla geri dönüşümlü hayat sigortalarının satışını yapıyoruz. Müşterilerimiz çok memnunlar çünkü risk gerçekleşmediği durumda yatırdıkları tutarları dolar bazında geri alıyorlar” açıklamasını yaptı. Çetiner, yine de riskin daha düşük olduğu ve kısa vadede kullanılabilecek birikim hayat sigortalarına ihtiyaç olduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi: “Şirketlerin bu konuda çalışmalar yaptığını biliyorum. Kısa süre içerisinde bu ürünleri sunabilmemiz lazım. Bireysel emeklilik güzel fakat uzun vadeli bir sistem. Sigortalılarımızın daha kısa vadede hem parasını kullanabilecekleri hem de risklere karşı korunabilecekleri yeni ürünler çıkarsa bizim de sahadaki elimiz güçlenir, daha çok kişiye ulaşabiliriz.” 

TSS ve ÖSS rakip değil

Çetiner, sağlık sigortaları ile ilgili olarak ise TSS ve ÖSS’nin aynı ama farklı ihtiyaçlara hitap eden ürünler olduğunu söyledi. Önemli olanın sigortalının ihtiyacına en uygun ürünü sunmak olduğunu belirten Çetiner, “TSS, özel sağlık sigortasının satışını engelleyecek bir ürün değil. Çünkü farklı ihtiyaçlara hitap ediyor. TSS ve ÖSS birbirini olumsuz yönde etkileyen değil, birbirini tamamlayan ürünler” ifadelerini kullandı.  

Tamamlayıcı sağlık sigortasının pandemiyle birlikte ciddi bir artış yakaladığına değinen Çetiner, “Eylül ayı itibariyle %62’lik bir prim artışı var. Yılsonunda bu artış oranının daha da yüksek olacağını düşünüyorum. Herkesin sahip olması gereken bir ürün. Fakat ürünün hangi durumda geçerli olduğu, bekleme süreleri, var olan hastalıklarla ilgili detaylı sağlık beyanının ürün hakkında uzman kişilerle görüşülerek alınması çok önemli” dedi.

Acentelerin devletin desteğine ihtiyacı var

Asgari ücretteki artışla ilgili acentelerin tedirgin olduğunu dile getiren Çetiner, 2017 yılından beri özellikle trafik sigortası tarafında prim miktarları ile sigorta acentelerinin komisyonları artmadığı için acente gelirlerinin çok düştüğünü belirtti. Çetiner, buna karşın giderlerin hızla arttığına dikkat çekerek “Sigorta acentesinde çalışan bir kişinin asgari ücreti, SGK primi, stopajlar, vergiler vs. hepsine baktığımızda acente sahipleri kara kara düşünüyor. Bu anlamda sigorta acentelerinin biraz sahipsiz kaldıklarını düşünüyorum. Sektörümüz adına bir destek bekliyoruz” dedi.

Z kuşağı sektörde çok başarılı olabilir

Sigorta şirketlerinin insan kaynakları açısından çok iyi olduğunun altını çizen Çetiner, programda ayrıca sektörün Z kuşağına hitap edebilecek ortamlar sunduğunu söyledi. Sigorta sektörünün her geçen gün büyüyen ve gelişen bir sektör olduğuna dikkat çeken Çetiner, “Mesleğimizi doğru bir şekilde tanıtabilirsek ve Z kuşağına sevdirirsek onların sektöre çok büyük katkıda bulunacağını düşünüyorum” diye konuştu.

Çetiner, Z kuşağına, işin uzmanı olan acentelerde bu işi öğrendikten sonra girişimcilik taraflarını ortaya çıkarmalarını önererek, “Bankacılık ve sigortacılık bölümü öğrencilerinin okurken pratikte öğrenmeleri adına bizlerle, kurumsal şirketlerle daha fazla iletişim halinde olmaları gerek. İlgilensinler, görüşsünler. Mutlaka bizim sektörümüzde çok başarılı olacaklar. Zaten 2025 yılı itibariyle tüm dünyadaki küresel iş gücünün %25’ini bu kuşak oluşturacak. Artık iş hayatında yer almaya başladılar. Aynı zamanda tabii ki bu kuşak bizim müşteri portföyümüz de olacak” şeklinde konuştu. 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER