18 Nisan 2024, Perşembe
spot_img

Maddi ve manevi güvencemiz; Sigorta

İzmir’de bulunan Albatros firmasının kurucusu Ezgi Dökme Nalbantoğlu ve Antalya’da 2000 yılında kendi acentesini kuran Serap Sigorta Aracılık Hizmetleri sahibi Serap Düzgören Arı,  Şemsiye Dergisi Benim Acentem köşesinin konuğu oluyor.

“Hayatın her alanında risk var” diyen Ezgi Dökme Nalbantoğlu, oldukça bilinçli bir sigortalı. Acentesi ile 9 yıla dayanan bir işbirliği yürüten Nalbantoğlu, sigortayı kendisi ve şirketi için maddi – manevi güvence olarak tanımlıyor. İzmir’de alkollü ve alkolsüz içeceklerin toptan ve perakende satışını yapan Albatros firmasını 2015 yılında ailesi ile birlikte kuran Ezgi Dökme Nalbantoğlu,  bireysel ve firması için gerekli sigorta poliçelerini bugüne kadar ihmal etmemiş bir girişimci. “Sigortayı bizler için maddi ve manevi bir güvence” diye tanımlayan Nalbantoğlu, hayatın her alanında risk olduğunu söylüyor ve ekliyor: “İyi ki sigortalıyım.” 

Nalbantoğlu’na bu yorumu yaptıran şey ise bugüne kadar başından geçen deneyimler. Nalbantoğlu, yaşadığı bu sigorta deneyimleriyle ilgili şunları söyledi: “İşyerimize araba çarpması sonucu neredeyse dükkânın içindeki içkilerin yarısı zarar görmüştü. Poliçemiz kırılan dükkân camları ve zararımızın büyük kısmını karşıladı. Bir gün evimizdeki mutfağın su basması sonucu parkeler ve mutfak dolapları şişti. Sular alt komşumuzun tavanına zarar verdi. Hem evimizdeki hem de komşumuzun evindeki zararlar konut sigortamız tarafından karşılandı. Yakın bir zamanda başımdan geçen bir kaza sonucu çalışamayacak durumda kaldım. Yaptırdığım ‘kredi kartım güvende sigortası’ ile kredi kartı borcum ödendi. Tüm bunlar sigortanın ne kadar önemli olduğunu bana bir kez daha gösterdi. Sigorta sağlık poliçem sayesinde Türkiye’nin en iyileri arasında yer alan ve SGK ile anlaşması olmayan bir hastaneden fizik tedavi hizmeti alıyorum. İyi ki sağlık poliçem var diyorum.”

Acente doğru bilgilendirme yapmalı

Acentesi Serap Düzgören Arı ile 9 yıla dayanan bir iş birliktelikleri olduğunu belirten Nalbantoğlu, acentenin asıl görevinin sigortalısını doğru bilgilendirmek olduğunu söyledi.

Serap Düzgören Arı tarafından her zaman doğru bir şekilde bilgilendirildiğini kaydeden Nalbantoğlu, acente seçerken birçok şirket ile çalışanları tercih etmediğini belirtti. Nalbantoğlu, “Yanlış ve kişinin ihtiyaçlarını doğru analiz edemeyen acenteler tarafından üzülen çok tanıdığım oldu. Acentem ile ihtiyaçlarım doğrultusunda poliçe düzenlemesi yapıyoruz. Fikir ve önerilerinin bana olumlu anlamda geri dönüşü oldu. Acentemden çok memnunum. Ben İzmir’de yaşıyorum acentem Serpil hanım ise Antalya’da. Yaklaşık dokuz yıldır bu güven ile birlikte ilerliyoruz” dedi.


Acente sigortanın müşteriye dokunan elidir

Antalya’da 2000 yılında kendi acentesini kuran Serap Sigorta Aracılık Hizmetleri sahibi Serap Düzgören Arı, öncesinde 3.5 yıl bölge banka sigortacılığı yaptı. Bu geçen 20 yılın son 5 yılında daha çok butik acentelik yapmaya başladığının altını çizen Arı, “Belli branşlarda uzmanlaşıp, o alanda portföy yönetiyorum. Benim uzmanlık alanım sağlık sigortaları ve konut poliçeleri. Bireysel Emeklilik portföyüm de bunlara paralel gelişiyor” dedi.

Devraldığım portföy sayesinde tanıştık

Sigortalısı Ezgi Dökme Nalbantoğlu ve ailesiyle portföyünü devraldığı bir acente arkadaşı sayesinde tanıştığını belirten Arı, “Normalde portföy devralmak çok risklidir. Müşterinin yeni acenteyle kimyasının tutması zaman alır. Eski çalışma alışkanlıkları, beklentileri zaman içinde yeni şeklini alır. Mevcut portföyden ya da yeni müşteri edinmekten daha kırılgan bir zemindir. Dolayısıyla bu şekilde bize katılan devir portföyüne çok temkinli yaklaştım. Kendimi çok iyi ifade etmem ve bu birlikteliğin sürekliliğini sağlamam gerekiyordu. Bugüne baktığımda sigortalım Nalbantoğlu’na hem bireysel hem kurumsal işlerinde oldukça geniş bir ürün yelpazesinde hizmet vermekteyim. Prensip olarak bir müşteriye farklı branşlarda beş ürün satmadan aramızdaki o iş bağının sağlam kurulduğuna inanmam. Ancak bu sağlandığında, çoklu memnuniyet ilişkiyi sağlamlaştırır. Bireysel sağlık, konut, dask, kasko, trafik, işyeri sigortası olmak üzere bu çoklu ürün yelpazesini kurduğumuz ve birbirimizi iyi anladığımızı düşündüğüm bir ticari ilişki içindeyiz” diye konuştu.


Sigortalısı Ezgi Dökme Nalbantoğlu ve ailesiyle portföyünü devraldığı bir acente arkadaşı sayesinde tanıştığını belirten Arı, “Normalde portföy devralmak çok risklidir. Müşterinin yeni acenteyle kimyasının tutması zaman alır. Eski çalışma alışkanlıkları, beklentileri zaman içinde yeni şeklini alır. Mevcut portföyden ya da yeni müşteri edinmekten daha kırılgan bir zemindir. Dolayısıyla bu şekilde bize katılan devir portföyüne çok temkinli yaklaştım. Kendimi çok iyi ifade etmem ve bu birlikteliğin sürekliliğini sağlamam gerekiyordu. Bugüne baktığımda sigortalım Nalbantoğlu’na hem bireysel hem kurumsal işlerinde oldukça geniş bir ürün yelpazesinde hizmet vermekteyim. Prensip olarak bir müşteriye farklı branşlarda beş ürün satmadan aramızdaki o iş bağının sağlam kurulduğuna inanmam. Ancak bu sağlandığında, çoklu memnuniyet ilişkiyi sağlamlaştırır. Bireysel sağlık, konut, dask, kasko, trafik, işyeri sigortası olmak üzere bu çoklu ürün yelpazesini kurduğumuz ve birbirimizi iyi anladığımızı düşündüğüm bir ticari ilişki içindeyiz” diye konuştu.

Arı’ya göre Acente sigortanın müşteriye dokunan eli. Bu nedenle elin güçlü olması gerekiyor. Arı, bu noktada sektördeki sıkıntıyı ise acente sayısının çok olmasına bağlıyor ve ekliyor: “Ekonomik istikrarsızlık acente kalitesinin ve gelirinin sürekli azalmasına neden oluyor. Bu kadar çok olmak, güçlü olmak için sermayeyi çağırınca asıl olması gereken iş yetkinliği yerini sermayeye bıraktı ve maalesef gücü olanın ayakta kalabildiği bir sektöre dönüştü. Bana göre yapılması gereken acente olma kriterlerini çok yükseltip sadece parası olanın değil, tecrübesi, emeği, bilgisi olanın ve gerekli sınavları geçenlerin yapacağı bir iş olmak zorundayız.”

Sadece iki şirketle çalışıyorum

Çoklu şirket ile çalışmaya başından itibaren direndiğini söyleyen Arı, “2003 yılından beri Anadolu Sigorta ve Fiba Emeklilik ile çalışıyorum. Sadece hedef odaklı ya da rekabeti fiyatlama üzerinden yapan bir sistemde olmayı meslek ilkelerim gereği doğru bulmuyorum. Maalesef bu sistem, ekonomik anlamda çoğumuzu mecbur bırakan bir yapılanmaya sebep olsa da butik acente olmak yani özellikli poliçe satabilir donanımında olmak beni farklılaştırdı. Sadece kaza branşı ağırlıklı çalışan pek çok acente bu sayede rakibim olmaktan çıkmış oldu. Ve portföyüm daha zor elde edilir ama daha uzun soluklu korunabilir ve sürdürülebilir bir portföy oldu” dedi.


Ayakta kalmak istiyorsak dijitalleşmek şart

Serap Sigorta Aracılık Hizmetleri Kurucusu Serap Düzgören ARI

“Dijitalleşme kaçınılmaz bir son” diyen Arı, içinden geçilen bu dönemde fiziki şartlar kısıtlandığında dijitalleşmenin kendilerini koruduğunu söyledi. Arı, “Yapılacak ilk iş bu dijitalleşmeyi bünyemize nasıl yedireceğimize hızlıca konsantre olabilmek. Yaşanılanlar gösteriyor ki, dünya bu tarz kısıtlı dönemlerden bundan sonrada geçecek ve sadece bireysel olarak hayatta kalmak değil, işletmelerimizin de ayakta kalabilmesi ve her koşulda para kazanılabilir kılması için dijital platforma yerleşmek zorundayız” diye konuştu.

Sigorta ilk vazgeçilecek kalem olmamalı

Toplumda sigorta bilincinin oluşturulup geliştirilmesinin çok ayaklı bir dengeyi kurabilmekle alakalı olduğuna da vurgu yapan Arı, “İnsanlara sigortanın kriz anında ilk vazgeçeceği kalem değil, aksine en çok elinde tutması gereken güvence olduğu sürekli vurgulanmalı. Kamu spotu ve reklamlarla hasar-tazminat-ölüm istatistiklerinin halka düzenli bildirimlerinin yapılması önemli” dedi.

Kaza branşı dipsiz bir kuyu

Türkiye’de sigortacılığın lokomotifinin maalesef kaza branşı olduğunu belirten Arı, şöyle devam etti: “İçine kasko, trafik, zorunlu koltuk vs. poliçeleri sayıyoruz. Ve devlet tarafından zorunlu kılınan trafik, koltuk sigortası gibi poliçeler yüzünden prim oranı yüksek. Maalesef diyorum, çünkü; ‘Havuza en çok girdiyi sağlayan branş olmasına rağmen dipsiz kuyu’ şeklinde. En çok hasar çıkışı olan branş da yine kaza branşı. Bu yüzden havuzun çok sayıda sigorta branşı ile doldurulması ve dolu tutulabilmesi, maliyetleri dolayısıyla primleri de düşüren bir etken olma gerçekliğini gösteriyor.”

Benim acentem köşesi ve daha birçok tüketici haberlerinin bulunduğu Mayıs ayı Şemsiye dergisini okumak için linke tıklayınız https://dergilik.sigortamedya.com.tr/semsiye-2020/

Türkiye’nin ilk ve tek günlük sigorta gazetesi”GAZETE SİGORTA”nın
TURKCELL DERGİLİK / Gazeteler,TÜRK TELEKOM e-Dergi / Gazeteler
DİJİTAL BASIN / Gazeteler http://dijitalbasin.com linkine tıklayarak üstelik ücretsiz olarak okuyabilirsiniz.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER