27 Nisan 2024, Cumartesi
spot_img

ÖZER ŞİMŞEK: Dengenin bozulacağı bir dönem bizi bekliyor

Artan döviz kurları ve yüksek enflasyon sigorta sektöründe özellikle sağlık branşını önemli ölçüde etkiledi. Odak Noktası Yazarı Özer Şimşek, “Medikal enflasyon un hiçbir dönem olmadığı kadar yükseldiği ve yükseleceği bir dönemi yaşıyoruz. Taraflar arasındaki dengenin bozulacağı bir dönem bizi bekliyor” dedi.

Sağlık sigortaları kritik bir süreçten geçiyor. Artan döviz kurları ve yüksek enflasyon hem özel sağlık sigortasında hem de tamamlayıcı sağlık sigortalarında önemli oranda fiyat artışlarını gündeme getirse de bunun sonucu olarak yaşanacak sigortalı kayıpları sigorta şirketlerini kara kara düşündürüyor.

2021 yılı için sağlık sigortalarındaki fiyat artışlarının belirlenmesi için kullanılan medikal enflasyon yüzde 19 olarak tahmin ediliyor. Fakat döviz kurlarında yaşanan artış dikkate alındığında medikal enflasyon için telaffuz edilen rakam yüzde 40-50 civarında. Peki hem sektör hem sigortalılar bu artışı nasıl karşılayacak? Taraflar arasındaki karşılıklı denge bozulacak mı? Odak Noktası yazarı Özer Şimşek, köşesinde işte tamda bu noktaya dikkat çekiyor.

Yazısında, “Özel sağlık sigortalarında yaşanacak yüksek fiyat artışlarından sonra yeni sigortalı giriş trendinin tersine dönebileceği bir riskten söz ediyoruz” diyen Şimşek’in konuyla ilgili bir de önerisi var. Şimşek’e göre ivedilikle SEDDK görüşü alınarak, Türkiye Sigorta Birliği bünyesinde var olan sağlık sigorta komitesinde yapılacak detaylı analiz ile her bir sağlık uygulama kalemi için özel sağlık sigortası ve tamamlayıcı ürünleri için ayrı ayrı bir üst fiyat limiti belirlenerek tavsiye niteliğinde sigorta şirketlerine bildirilmesi gerekiyor.

Şimşek’in değerlendirmeleri şöyle: 

Ünlü matematikçi ve ekonomist John Nash’in denge/oyun teorisine göre, herhangi bir ekonomik sistem içerisinde yer alan aktörlerden biri ya da birkaçı salt kendi çıkarlarına göre pozisyonlarını değiştirmemekte ısrar ediyorsa denge sağlanamaz; ancak er ya da geç, zamanı geldiğinde bu denge kendiliğinden sağlanır deniyor. Ülkemizdeki özel sağlık sigorta sistemi içerisindeki, müşteri, aracı, sigorta şirketi, network yöneticisi (TPA) ve sağlık hizmeti sunucusu gibi taraflara baktığımızda da aslında uzun yıllardır bu dengenin kısmen sağlandığını görüyoruz. İçinde bulunduğumuz çalkantılı döviz hareketi, aşırı yükselen enflasyona ilave olarak küresel çaplı arz açığı ve bunun getirdiği fiyat artışı ortamında medikal enflasyonun yine hiçbir dönem olmadığı kadar yükseldiği ve yükseleceği bir dönemi yaşıyoruz. Yani Nash teorisindeki taraflar arasındaki dengenin bozulacağı bir dönem bizi bekliyor.

Aon, 2021 Küresel Medikal Trendler Raporu da 2021 yılı için medikal enflasyon ‘u %19 olarak tahmin ediyor. Ancak geçmişteki sağlık hizmet fiyatlarının seyrine baktığımızda yoğunlukla döviz hareketinden etkilendiğini görüyoruz ki 2021 Ocak’tan bugüne kadarki devalüasyon % 85’in üzerinde. Dolayısıyla kurun buralarda ne kadar sabit kalacağını bilmemekle birlikte bugünden medikal enflasyon ‘un % 40-50 arasında bir yerde gerçekleşeceğini düşünüyorum.

Yüksek gelir segmentindeki bireylerin sahip olduğu özel sağlık sigortalarında zaten yıllardır manşet enflasyonun oldukça üzerinde yıllık artışlar söz konusuydu. Bugün, yüksek farkındalıkla hızla büyüyen ve yılsonu sigortalı sayısı 3 milyona yaklaşacak tamamlayıcı sağlık sigortalarının bireysel tarafında da benzer yansımalar göreceğiz. 

Birçoğunuzun, “her alanda olduğu gibi, fiyat artışlarını yaşayacağız ve yüzleşeceğiz, bunun Nash teorisi ile ne ilgisi var?” dediğini duyar gibiyim. Oysa 2022 yılı için, sağlık hizmeti sunan kurumların muhtemel fiyat artışlarını gözetmeden yenileme fiyatı hesaplayan şirketlerin, 2022 yılının bir zarar yılına dönüşmemesi için çok daha dikkatli olmaları gerekmiyor mu? Ya da, bu muhtemel artışları gözetip, aşırı zam yapan şirketlerin, özellikle bireysel özel sağlık sigortaları tarafında, “nasıl olsa bu üst segment müşterilerin birikimleri döviz tevdiat hesaplarında; % 40-50 civarında bir zam sorun olmaz.” şeklindeki bir yaklaşım muhtemelen karşılık bulmayacak. Zira, müşteri kitlesinin, gelirleri döviz olmadığı gibi, kur artışı ile sadece varlıklarının değerini şimdilik korumayı sağladılar. Böylesine ekonomik belirsizliğin olduğu bir ortamda, poliçe kullanımları sınırlı bir aile için ödenen 30.000 TL primin 45.000 TL’ye çıkması kolay kabullenilecek bir gelişme değil. Bu durumda, birçoğu, tamamlayıcı sağlık sigortasına geçişi talep edecekken, benzer bir zam, tamamlayıcı sağlık sigortasında da yaşanır ise, sigortadan vazgeçme, ötesinde gelecekteki yeni sigortalı giriş trendinin tersine dönebileceği gibi bir riskten söz ediyoruz.

“Peki ne yapmalı?” sorusunun yanıtı gayet açık: Sözünü ettiğimiz ekonomik sistemin dengeye gelmesi için hizmet sunan ve özellikle A sınıftaki hastane gruplarının bu kez üzerine düşeni yapmaları gerekiyor. Çünkü, yukarıda sözünü ettiğimiz, geçişler, sigortadan vazgeçme ya da şirketlerin alacağı tedbirlerin ardından gelirlerindeki aşırı düşüşleri bunca yatırımın ardından karşılamaları kolay değil.

Dolayısıyla, ivedilikle SEDDK görüşü alınarak, Türkiye Sigorta Birliği bünyesinde varolan sağlık sigorta komitesinde yapılacak detaylı analiz ile her bir sağlık uygulama kalemi için özel sağlık sigortası ve tamamlayıcı ürünleri için ayrı ayrı bir üst fiyat limiti belirlenerek tavsiye niteliğinde sigorta şirketlerine bildirilmesi sağlanabilir. Böylelikle, şirketler 2022 yılı için anlaşma yaptıkları hastane grupları ile bu üst limiti belirlenen rehber fiyat skalası üzerinden müzakere ederler ise, ekonomik denge büyük ölçüde sağlanabilir.

Yazımızın başlığındaki sürdürülebilirliğe ilişkin, sadece bunlarla sınırlı olmaksızın, birçok tarafa çeşitli sorumluluklar da düşüyor.

SİGORTA ACENTELERİ

Sigorta acenteleri şirketlerin kendilerine sağladıkları sistem ve veriler üzerinden müşterilerin sağlık harcamalarını periyodik olarak takip edebilecekleri bir yapı oluşturmalı ve yenileme primini yüksek seviyede etkileyecek kullanımından kaçınmak adına müşterilerle sürekli diyalog halinde olarak, olabildiğince hasar/pirim oranlarını belli bir seviyede tutacak yönlendirmeleri ve uyarıları yapabilirler. 

Birçok acentenin özel sağlık sigortalarında bu tür yönlendirmeler yaptığını biliyoruz. Ancak bugün her zamankinden daha yüksek bir takip ve yakın temas gerektiği de bir gerçek. Hatta bununla sınırlı olmaksızın, tamamlayıcı sağlık sigortasında eğer müracaat ettiği kurum uygun fiyatlar veriyorsa belli küçük muayene gibi başvuruları frekansı azaltmak adına kendi cebinden ödenecek şekilde yönlendirme yapabilirler. 

BROKERLER

Grup sigortalarını önemli bir hacmini yöneten brokerler, sigortalı şirket insan kaynaklarıyla iyi kurgulanmış bir işbirliğini mekanizmasını kurmak durumundalar. Bu iletişim ve işbirliği aşırı ve rasyonel olmayan kullanımı engelleyebilecektir. 

Özellikle grup özel ve hibrit yönetiminde; 

  • Sigortalı sayısı 200’den az olan gruplarda, iş yeri hekimi ile birlikte çalışacak, tazminat ve provizyon konusunda deneyimli network asistanı istihdam edilmeli ve maliyetleri düşürmek noktasında mutlaka inisiyatif alarak, mümkün olduğunca çalışanları bu kurumlara yönlendirmelidir.
  • Sigortalı sayısı 200 ila 1000 arasında değişen gruplarda, iş yeri hekimi dışında sağlık sigortaları network yönetimini bilen sağlık konusunda ve tazminat yönetiminde birikimi olan bir hekimin istihdam edilmesi ve belli büyüklükteki tazminatlar söz konusu olduğunda, sigortalı çalışanın mutlaka kendisi ile konuşarak yapılacak operasyona karar vermesini sağlayan bir yapı oluşturulmalıdır. Bu görüşmede ameliyatın gerekli olup olmadığı, ikinci bir görüş ya da seçilen hekimin farklı bir sağlık kurumunda operasyonu gerçekleştirmesi gibi her türlü yönetim tedbirini alacak inisiyatifleri ortaya koymalıdır.
  • Sağlık sigortalı sayısı 1000’in üstünde olan sigortalı şirketlerde, ücretleri, hasar/prim oranına bağlı olarak eşel bir sistemle sağlık sigorta şirketi tarafından toplam primden yıl sonunda iskonto edilerek karşılanmak üzere ana branşlarda yani kadın doğum, dahiliye, kalp, dermatoloji, gibi uzmanlık alanlarında kurum içinde uzman hekim istihdamı maliyetleri büyük ölçüde düşürecektir.
  • Bir takım tanı ve tetkikler için uygun kurumlarla anlaşmalar yapılmalı ve hatta gelişen teknolojiler takip edilerek bazı basit ve kompakt cihazların kurum içinde kullanması sağlanmalıdır. 

SİGORTA ŞİRKETLERİ

Yukarıda acenteler ve brokerler için ortaya koyduğumuz bir takım inisiyatifleri kolaylaştıracak sistem altyapı ve adımlar atılabilir. 

  • Bireysel sigortalılar için mobil aplikasyon geliştirilebilir ve bir çok uyarı, randevu gibi müşteri iletişimi bu aplikasyon üzerinden yürütülebilir. Örneğin, sigortalılara yenilemede yüksek zamma karşılık gelecek kullanımı ve frekanslarla ilgili uyarılar göndererek yönlendirme yapılabilir.
  • Yukarıda sözünü ettiğimiz rehber tavan tarife üzerinden sağlık grupları ile yılın başında anlaşmalar yapılabilir. 

Son söz: Biz zaten bunların tamamını yapıyoruz diyen Acente, Broker ve Şirketleri yürekten KUTLUYORUM.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER